ERGENEKON SAVCISI, NEREDESİN?
AKP Grup Toplantısında dönemin Başbakanı Erdoğan, aslan gibi kükrüyordu! “Ben bu davanın SAVCISIYIM!” (Ergenekon Davasının)
Anayasasında “HUKUK DEVLETİ” yazan Türk Devletinde bir Başbakan,
devam etmekte olan bir davanın SAVCISI olduğunu ilan ediyordu!
Yani, ben tarafım! Başbakan olarak ben, mahkeme sonuçlarını beklemeden, yargılanan asker ve sivil bürokratları mahkum ettim, diyordu!
İddia şu idi; Güya bazı askerler ve siviller, Türkiye’de demokratik düzeni zorla değiştirmeye çalıştılar. Bu kişiler “Ergenekon Terör Örgütü Kurucusu” olarak suçlandılar ve tutuklanarak YILLARCA Silivri Cezaevinde kaldılar.
Olayın aslı;
O zaman aralarında “Kardeşlik Hukuku” bulunan Huber Apo’nun ve Başbakan Erdoğan’ın aralarından su sızmıyordu. Emperyalist Devletler,
Türk Ordusundaki Atatürkçü Subayların ordudan uzaklaştırılmalarını istiyordu. Huber Apo, Adalet Bakanı Sadullah Ergin’e “Bir Savcı bulun” talimatını verdi. Aranan Savcı Zekeriya Öz, bulundu. Şerefsizin tekiydi.
Biz kendisini Çine Savcılığından tanıyoruz. Dostumuzun benzin istasyonundan veresiye benzin alan, parasını ödemeyen, parasını isteyen pompacıyı tokatlayan, İstasyon Sahibi tarafından kahvede rehin alınan, bir saat ağlayan bir pislikti.
Başbakan Erdoğan, bu şerefsizin altına zırhlı Mercedes verdi.
Savcı Öz, AKP’lilerin ve Nazlı Ilıcak’ın dostu idi.
Sahte deliller üretti, sahte gizli tanıklar buldu, kısacası adaleti öldürdü.
15 Temmuz’dan sonra da AKP Hükümeti tarafından yurtdışına kaçmasına göz yumuldu. O şimdi KAÇAK bir SAVCI eskisi…
Davanın iki Savcısı vardı. Biri Başbakan Erdoğan, diğeri FETÖ’cu Öz!
Peki davanın Hakimleri kimdi?
Onları da Adalet Bakanı Sadullah Ergin buldu. Onun talimatıyla Yüksek Yargı ve dönemin HSYK’sı tamamen FETÖ’nun adamlarının eline geçti!
Şimdi gençler diyecekler ki, kim bu Sadullah Ergin?
AKP’nin ADALET CELLATIYDI. Adalet Yürüyüşünün mimarı Kemal Kılıçdaroğlu, tarafından Çankaya CHP Listesinden MİLLETVEKİLİ yapıldı!!!
Kılıçdaroğlu, kimi kıramadı da Sadullah Ergin’i MV yaptı, orasını da Kemal Bey’e sorun…
Yüzlerce insan yıllarca zindanlarda çürüdü. Türk Ordusunun Atatürkçü komuta heyeti biçildi, yok edildi. Önümüzdeki dönemde yargılanacak olan
Özel Paşa-Akar Paşa-Güler Paşa gibi Paşalar, cezaevlerindeki Komutanlarını
bir gün bile ziyaret etmediler. Cezaevindeki Komutanlarının emekli maaşlarının kesilmesinde sessiz kaldılar. Bazıları o kadar alçaldı ki, eski Komutanlarının Ordu Evlerine girmelerini yasakladılar!
Sonunda Yargıtay, hepsini beraat ettirdi ve Mahkemenin Hakimlerini mahkum etti. CB Erdoğan da, “Bir kumpas imiş. Bizi kandırdılar” dedi!
Bu arada, gördükleri zulme, işkenceye, aşağılanmaya dayanamayan subaylar intihar ettiler. İnsanların sağlıkları, aile düzenleri bozuldu!
Sözün özü;
Ne oldu yani? İktidar olarak Tezgah kur, Şerefsiz bir Savcı, Haysiyetsiz bir Polis, Pislik bir Hakimi bir araya getir, şerefli insanların hayatlarını sahte dijital deliller üreterek ve yerleştirerek, onları zindanda çürüt, sonra da özür dile!
Böyle bir dünya yok! Olamaz, olmamalı!
Tüm bu haksızlıkları birkaç Savcı, Hakim, Polis mi Yaptı?
Hani bu davaları tezgahlayan siyasiler? Onlar şimdi AK mı oldular?
Bu davanın sahibi Türk Milletidir. Bu dava Türk Milletlerinin gerçek evlatlarının iktidarında, GERÇEK BAĞIMSIZ TÜRK YARGISI tarafından tekrar görülecektir. Haklarını ve itibarlarını kaybeden Kahramanlara “İade-i İtibar” yapılacaktır! Hem de Atatürk’ün Çankaya Köşkünde…
Sağlık ve başarı dileklerimle 28 Haziran 2024
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Kurucu Genel Başkanı
