Eşeğin gölgesi
Aldım.
Size sundum.
Yunanistan´da, şehir devletleri zamanında, filozof Demostenes konuşur, Agora´da.
Onu kimse dinlemez.
-Hey insanlar, size bir hikaye anlatacağım, der.
Halk oralı değildir.
Demostenes, başlar anlatmaya.
--Gencin biri Megara´ya gitmek için eşek kiralar. Eşeği kiraya verenle beraber yola çıkarlar.
Öğleyin bir sıcak bastırır ki, peh! Dinlenmek ve yemek için bir su birikintisinin yanında mola verirler.
Ne ki hiç gölge yoktur.
Eşeğin sahibi eşeğin gölgesine sığınır. Eşeği kiralayan genç adam karşı çıkar. ´´Sen çekil, eşeğin gölgesine ben oturacağım´´ der. Diğeri itiraz eder. ´´Eşek benim değil mi, ben oturacağım gölgesinde. Ben eşeği kiraya verdim, gölgesini değil´´ deyince, aralarında bir kavga çıkar ki?..
Hikayenin tam burasında Demostenes, kürsüden iner, yürümeye başlar?
Herkes ?´Sonu ne oldu, sonu ne oldu?´´ diye bağırmaya başlar.
Demostenes, kürsüye tekrar döner.
?´-Ben size önemli bir konuda bir şeyler söylemeye çalıştım, dinlemediniz bile.
Şimdi de ne söyleyeceğimi değil de, eşeğin gölgesini merak ediyorsunuz. Ne düşüncemi, ne de eşeğin gölgesinin ne olduğunu söyleyeceğim. Hadi bakalım ?´der, iner kürsüden, gider.
Bilge insanların düşünceleri, söyleyecekleri ile ilgilenmeyip, oralı olmayıp, yobazlığın, cahilliğin, zavallılığın, yalan dolanın peşinde nereye yol aldığını göremeyen, bilemeyen, sorgulamayan insanlar topluluğu?
Eşeğin gölgesinde kaybolup, gitmek?
Demostenes , bunu demek istedi acaba?