Toplumu yöneten kişiler yurttaşlarına bilgi verecek, onları öğrenmeye yönlendirecek şekilde ve kalitede konuşmak zorundadırlar.
Başarılı bir yönetici sadece günümüzü değil, matematik aklı kullanıp geleceği de yönetebilmelidir! Matematik akıl, yarını masaya koyup olabilecek problemlere şimdiden çözüm üretmek demektir. Siyasetin bir amacı da budur. Yani siyaset, mümkün olanı en kısa ve en iyi şekilde yapabilme sanatıdır.
Hem elinizdeki olanaklara göre ülkenizin bugününü yöneteceksiniz, hem de büyük düşünüp geleceği yönetmenin şartlarını, ülke gençleri için hazırlayacaksınız…
İyi de bu nasıl olacak?
Ülke yönetimini bilgili, deneyimli, bilime öncelik veren, danışmasını ve uzmanlığa saygı duymasını bilen, dürüst ve milletine karşı sorumluluğunun bilincinde, kul hakkı yemekten korkan ve yalan söylemeyen birilerine vereceksiniz, o kişinin çalışmalarını takip edeceksiniz ve onu koruyacaksınız!
Fakat siz ülke yönetimini, üzerinde boş teneke taşıyan, ancak arkasından itince yürüyen el arabası gibi birilerine, vatandaşlarına her gün hakaret eden birine verirseniz, bırakın geleceği yönetmeyi, bu gününüzü ve geçmişinizi de kaybedersiniz…
Bu dediklerimize itiraz edecek bir kişi var mı? Deli değilse niye itiraz etsin ki? Peki bizim yöneticilerimiz nasıl?
Erdoğan’ı izliyorum, hemen her gün ve defalarca konuşuyor!
Değerli Okurlar; Sürekli konuşan biri hiçbir şey öğrenemez. Öğrenmek için okumak, araştırmak, uzmanlarla çalışmak, bilim adamlarını desteklemek ve onları dinlemek gerekir.
Erdoğan’ın ve kabinesinin kitap okuduklarını, yeni yayınları ve gelişmeleri takip ettiklerini hiç sanmıyorum.
Ülkenin Cumhurbaşkanı tv canlı yayınında 2016 Mart ayında; “Çözüm Süreci boyunca biz Valilere talimat verdik. PKK’lıların tünel ve hendek kazmalarına göz yumdular” derse, dün ise Ana Muhalefet Liderine;
“Yahu bu kilometrelerce hendekler- tüneller kazılırken siz neredeydiniz? Niye engellemediniz” diye hakaret ederse bunun iki sebebi olabilir;
-Ya hafıza kaybı ciddi bir sorun olarak karşımızdadır,
- Ya da ahlak-izan-edep iflas etmiştir.
Böyle siyaset olmaz. Böyle yönetim hiç olmaz. Olursa ne mi olur?
Birileri size öyle bir dayak atar ki, Temel’den berbat olursunuz!
Temel, ormanda kaçak olarak ağaç kesiyormuş. O sırada çevreci gençlerden oluşan bir grup Temel’i durdurup sormuşlar? “Sen ne yapıyorsun amca?”
Temel; Ağaç keseyrum da! Gençler, “kesemezsin, doğanın dengesini bozuyorsun” demişler.
Temel ısrar edince kavga çıkmış ve gençler Temel’i bir güzel benzetmişler.
Akşam Temel, ağzı burnu kan içinde kahveye gelince sormuşlar; “Ne bu halin uşağım?”
Temel; Ne bileyum ya. Bir sürü çocuk “Doğan’ın Yengesini” bozmuşum diye beni dövdüler. Ne Doğan’ı ne de yengesini tanırum da!”
Sağlık ve başarı dileklerimle 09 Şubat 2025
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Kurucu Genel Başkanı