Geçen hafta İstanbulspor’u 2-1 mağlup ettiğimiz maçtan sonra yazdığım “Bandırmaspor bitti demeden bitmez” başlıklı yazımın bir yerinde gereksiz geri pasların tehlikeli olduğuna dikkat çekmiş ve aynen şöyle demişim:
“Bu geri pas verme son yıllarda hastalık haline geldi. Çoğu takım hiç sevmediğim geri pas şeklinde oynamayı sürdürüyor.
Bandırmaspor bitti demeden bitmez, diyoruz ama çoğu gereksiz geri paslar yüzünden az kalsın cezayı kesiyorlardı…”
Nitekim işte Eskişehirspor maçında, yine böyle kaleciye geri pas verilmesi sırasında öyle bir ceza kesildi ki altından kalkamadık…
Henüz 7’inci dakika ve karşındaki takım bir zamanlarım “kırmızı şimşekleri” ama bugün yok artık o şimşekler ve sen hala oyunu ağırdan alıp hiç gereği de yok iken kalecine pas veriyorsun. Ve de o pas isteksiz de olunca işte böyle cezayı kesiveriyorlar…
Hâlbuki bu hatayı yapan Haliloviç attığımız golün pasını çok güzel vermişti.
Ne kadar tecrübeli olunursa olunsun böyle hatalar oluyor ama bu maçta bizi rehavete sürükleyen Eskişehirspor’un içinde bulunduğu durumdu.
Bizim maç hariç, 4 puanla ligin son sırasında 12 atmışlar, 47 yemişler.
Yani ligin en az gol atan ve en çok gol yiyen takımı…
Bandırmasapor’dan başka gelen atmış, giden atmış…
Buna rağmen ellerinden geleni en iyi şekilde yaptılar. Ne kadar sevinseler yeridir. Tebrik ederiz…
Türkiye liglerine Amigo Orhan’la beraber bir zamanlar çok renk katmıştı efsane Eskişehirspor…
İşte onun için böyle durumdaki takımları aslında çok daha ciddiye almak gerekiyor.
2 sezon gol kralı olan Pote’yi bilmeyen yok… Her takım onu adeta kilitliyor. İkinci bir santrafora ne dersiniz…
Topun direkten ve kaleciden dönen dakikalarda galip gelmemiz için biraz şansa ihtiyacımız vardı…
O da olmadı… Penaltı kararı ise bana göre çok ağırdı.
İnşallah bu maç bir ders olur… Acı bir ders oldu ama telafisi yine ayni oyuncularda…
