İrfan AYDINOĞLU -SİSMİK KALEM

Tarih: 31.05.2014 00:25

GÖKÇEADA DEPREMİ' NİN EN BÜYÜK” ARTÇISI HENÜZ GELMEDİ (!)

Facebook Twitter Linked-in

Bugün itibarı ile Gökçeada Açıkları Depremi’ nin artçı deprem sayısı 700 ‘ e yaklaşmakta. Şu ana kadar büyüklükleri 4,0 ile 5,5 arasında yaklaşık 15 adet artçı deprem meydana gelmiş durumda.

Artçılar, 17 Ağustos 1999 Kocaeli Depremi` nin artçıları ile karşılaştırıldığında 17 Ağustos - 29 Eylül 1999 tarihine kadar büyüklükleri 2 île 5,8 arasında değişen yaklaşık 2000 civarında artçı deprem kaydedilmişti

17 Ağustos 1999 kocaeli Depremi` nin yüksek magnitüdlü artçılarının tarih ve büyüklükleri şöyleydi:

31 Ağustos 1999 tarihinde 5,2 büyüklüğünde

3 Eylül 1999 tarihinde 5,8 ( İzmit merkezli ) en yüksek magnitüdlü artçı deprem.

29 Eylül 1999 tarihlerinde 4,8 büyüklüğünde artçı deprem meydana gelmişti.

Bana göre büyük bir olasılıkla 24 Mayıs 2014 Gökçeada Açıkları Depremi` nin artçı karakteristiği 17 Ağustos 1999 Kocaeli Depremi’ nin artçıları ile benzerlik göstermeyecek.

Bunun en önemli nedenlerinden biri her iki depremin meydana geldiği deprem odakları arasındaki deniz tabanının altındaki kabuklar arasındaki yapısal farklılıklarıdır.

Halen deprem oluş sıklığı ( frekans) ve magnitüdleri azalarak devam etmekte olan 24 Mayıs 2014 tarihli Gökçeada Açıkları Depremi` nin olası artçı depremlerinin çok daha yüksek magnitüdlerde; 5,2> M> 6,2 magnitüd aralığında meydana gelmesini bekliyorum.

Şimdiye kadar öyle olmadı ama, Kuzey Ege’ deki kabuğun kırılgan yapıda olması nedeniyle olası yüksek magnitüdlü artçı şokların sayısı Kocaeli Depremi’ nden çok daha fazla olabilir. Gölcük Fayı ile Saroz Fayı deniz içinde görünmelerine karşın aslında okyanusal kabuk değil karasal kabuk üzerinde yer alırlar.

Ancak bu iki karasal kabuk da jeofiziksel ve jeolojik bakımdan bazı farklılıklar gösterirler.

Yukarıda sayılan sebepler dolayısı ile Gökçeada Depremi` nin oluş tarihinden başlamak üzere 7- 20 gün ( maksimum 3 ay ) içerisinde büyüklüğü 6,2 yi bulan bir artçı şok meydana gelmesi sürpriz olmayacaktır.

KIRILMA SAROZ KÖRFEZİ İÇLERİNE KADAR NEDEN DEVAM ETMEDİ?

24 Mayıs 2014 tarihli Gökçeada Açıkları Depremi` nin artçı depremleri incelendiğinde kırılmanın, 130 km. uzunluğundaki Saroz Fayı’ nın doğuda Saroz Körfezi içlerine girerek fayın sona erdiği Evreşe hizasına kadar devam etmediği görülecektir.

Bunun olası nedeni 27 Mart 1975 tarihli 6,7 büyüklüğünde ve 6 Temmuz 2003 tarihli 5,3 büyüklüğündeki depremlerin Saroz Fayı’ nın, Saroz Körfezi içinde kalan kısmını kırılmış olmasıdır. Yırtılma daha önceki depremlerin neden olduğu gerilim düşmeleri sonucu oluşan gerilme gölgesi koridorunun etkisi ile durdulumuş ve körfez içlerine kadar bu nedenle devam etmemiş olabilir.

TETİKLEME OLUR MU?

Gökçeada Açıkları Depremi` nin ardından, deprem uzmanlarının tamamına yakınının ağız birliği etmişcesine Saroz Depremi müstakil bir depremdir ( her ne demekse? ) Marmara Fayları` nı tetikleyemez yorumlarına ben de katılmak isterdim ama ne yazık ki gerçekte tablo hiç de öyle pembe görünmüyor. Deprem uzmanları 17 Ağustos 1999 Gölcük Depremi’ nin 25 Ağustos 1999 tarihinde Atina’ daki Evia Fayı’ nın güneyinde 5, 8 büyüklüğünde deprem tetiklediğini çok çabuk unutmuş görünüyorlar. Hatta Gölcük Depremi’ nin 1999 yılındaki Atina, Gujarat ( Hindistan) , Taiwan ve Kolombia daki depremleri tetiklemesinin bilimsel araştırmalara , doktora tezlerine konusu olmuş ve sonuçları yurt dışı bilimsel makalelerde yayınlanmış olduğundan habersiz görünüyorlar.

Ege Denizi’ nin kuzeyindeki artçı depremlerin seyri izlendiğinde Selanik önlerindeki üç parmaktan oluşan Halkidiki Yarımadası’ ının baş parmağı olan Atos önlerindeki sismik hareketlilik hemen dikkatleri çekiyor. O lokasyonda Saroz Fayı` nın sonlandığı yerde dirsek yapıp Yunanistan’ a yönelen komşu Evia Fayı` na büyük bir gerilim transferi gerçekleşmiştir. Atos önlerinde yoğunlaşan bu deprem kümelenmelerinin Gökçeada Açıkları Depremi nin artçıları olmayıp olası magnitüdü 7 den büyük bir Atina Depremi ‘ nin öncüleri olup olmadığını, Evia Fayı` nın üzerindeki bu stresi daha fazla taşıyıp taşıyamayacağını 1 ay ya da en geç 2-3 yıl içinde hep beraber göreceğiz.



Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —