Tablada balıklar…
Diri diri… Hop zıplayacaklar sanki…
Gözüm takılı kalıyor istavritlere…
Bayılıyorum bu balığa, hele kıraçasına…
İyi ki varsın diyorum, öpeceğim geliyor gözlerinden…
-Hocam, istavrit şahane, tam rakılık valla…
Gel de sevme bu balıkçıyı.
X X X
Bir ben biliyorum rıhtımda yürüdüğümü…
Herkes yürüyor ama bilmiyor yürüdüğünü…
Aynen böyle söyledi karabatak, bir daldı, balık gördü muhakkak,
Bekle bekle, şuradan buradan derken,
Pışık dedi yaşlı teknenin yanından…
Kime farkında değil,
Minik dalgalarla oynaşan serçelerin,
Çiçeklerin farkında değil,
Pisliğe boğulmuş sahil bandının
Kadın kokan kumsalın
Kimse farkında değil
Yürüyorlar ya da koşuyorlar
Akıllarında
Börek çörek kuru pastalar
Kerli ferli götlü göbekli
Bayanlar, baylar…
X X X
Dere beni bekliyormuş çerçöp içinde,
Bir çukurda su adı var suyu yok bir dere
Sorsam bana kışlı yağmurlu günlerini anlatacak,
Suyunun denize koşturduğu…
Uyanıyor dere olmaktan
Kuru suyundan kuru otundan
İki kaplumbağa tos tos
Bu ne şehvetli sevişme
Kıskanıyorum.
X X X
Çingenepembesi zakkum
Yorgun kumsalda cehennem
Sarmaş dolaş gençler
Denizin mavisi birkaç aç martı
Kıskanç
Güneşi öpüyorum kızılından…
Sarışındı
Saçları poyrazda oynaş
Gözleri mavi mi çakır
Dudakları sanki dalbastı kiraz
Gel de istavroz çıkarma…
X X X
Bir baktım
Balkonum kucak dolusu güneş
Kuyruğu kalkık istavritler
Ihlamurun dalları tanık
Aylardan haziran
Rakı kokuyor güneş…

