Film ekibi, Arizona Çölü’nün derinliklerinde bir sahneyi çekerken yüzü, vücudu boyalı bir Kızılderili ortaya çıkmış, iki elini yumruk yapıp, göğsünde çapraz tutarak ufka bakmış ve “Yarın yağmur yağmak” demiş.
Ertesi gün gerçekten bardaktan boşanırcasına bir yağmur yağmış.
Bir hafta sonra aynı Kızılderili tekrar sete gelmiş, yerden aldığı bir avuç toprağı havaya atmış, havada dağılan toza dikkatlice bakıp, “Yarın fırtına olmak” demiş, ertesi gün gerçekten her şeyi uçurmuş bir deli rüzgâr…
“Bu Kızılderili inanılmaz” demiş yapımcı, “Yüklü para veri kadroda tutun, çekimlerden önce bize hava durumunu söylesin.”
Birkaç başarılı tahminden sonra hayli de para kazanan Kızılderili, haftalarca ortada görünmemiş. Bir gün yapımcı onu dağlarda buldurup karavanına getirtmiş, “Nerelerdesin yahu? Yarın büyük bir çekim var, söyle bakalım hava nasıl olacak?” diye sormuş.
“Bilemiyorum” demiş Kızılderili, omuzlarını kaldırıp başını öne eğerek, “Beni radyo kırılmak!”
