AKP iktidarının, Cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzluk dosyalarının faili olduğunu herkes biliyor. Dosyalar, delilleriyle Meclis'te; bunu zaten biliyoruz. Her yerde de anlattık ve anlatıyoruz.
Onun için halkımız, ülkemizi yolsuzluklara ve yoksulluğa mahkûm eden bu iktidarı kafadan sildi ve yerel iktidarı da bize verdi.
Bütün renkler kirlendi; birinciliği beyaza verdiler. Biz, iktidara aday, halkın umudu olan bir partiyiz. Yönetimimiz şeffaf ve hesap verebilir olmalı.
Yani, iddialar ile ortaya konan belgeler ve deliller incelenip doğruluğu-yanlışlığı teyit edilmeli. Ancak bunun karşısında savunmamız şu olamaz: “Ama onlar daha çok çaldı.”
Bizim açımızdan durum şöyle olmalı: CHP’den seçilerek göreve gelen her kim olursa olsun — Genel Merkez yönetiminden başlayarak, başta büyük bütçeleri yöneten belediye başkanları olmak üzere, bütün milletvekilleri, il ve ilçe başkan ve yöneticileri — seçildikleri günde ortaya koydukları mal beyanı üzerine, görevi sırasında ve sonrasında geliri/maaşı ile orantısız ve izaha muhtaç bir malvarlığı/finans artışı olmuş ise bu durumu başta partimize ve halkımıza izah etmek, açıklamak ve gereğini yapmak zorundayız. Bizim, devlet kuran partimizden aldığımız yegâne miras budur. CHP olarak hepimiz, partimizin ve devletimizin kurucusu, önderimizin bütün malvarlığını milletine bağışlayan bir mirasın manevi sorumluluğunu taşıyoruz.
Mesela, hangi partiden olursa olsun — bizden, sizden demeden — 60–100 bin TL maaş alan bir belediye özel kalem müdürü rezidansta oturuyorsa bu izaha muhtaçtır, arkadaş! 200–300 bin TL maaş alan belediye başkanı veya milletvekili Bodrum’da yazlık, Beşiktaş’ta dubleks, Kadıköy’de rezidans alıyorsa eğer, bu da izaha muhtaçtır, arkadaş! Savunması da “ama onlar daha çok çaldı” olamaz.
Önce biz bunları tespit etmeliyiz. Varsa böyle bir durum, kapının önüne de biz koymalıyız.
AKP’nin son zamanlarda CHP’li belediyelere karşı yaratmak istediği algıyı ancak sağlam delillere dayanan savunmalarla boşa çıkarabiliriz. Onların da 23 yıllık iktidarında çaldıklarını tek tek ortaya koyup halka anlatmamız ve hesabını da tek tek soracağımızı açıklamamız gerekiyor.
Hamaset ile siyaseti, adalet ile garabeti karıştırmadan; bize öğretilen en çarpıcı söz şudur:
“Bırakın adalet yerini bulsun, isterse kıyamet kopsun.”
04.06.2025
Av. Namık HAVUTÇA
24 ve 26. Dönem CHP Balıkesir Milletvekili
