İrfan AYDINOĞLU -SİSMİK KALEM

Tarih: 29.04.2015 18:06

İSTANBUL DA DEPREM OLMAYACAK DEMEK MEZARLIKTAN GEÇERKEN TÜRKÜ SÖYLEMEYE BENZER !

Facebook Twitter Linked-in

Nepal Depremi, deprem belasının ne kadar şakaya gelmeyecek ciddi bir felaket olduğunu bir kez daha çok acı bir şekilde gözler önüne seriverdi.

Nepal` de büyük depremlerin tekrarlama periyodunun 75 yıl olduğu ve bu sürenin dolduğu çok iyi biliniyordu. Bilim adamları Nepal` de büyük bir deprem olacağı konusunda hem fikirdiler. Fakat depremin ne zaman olacağını kesin olarak bilemiyorlardı.

En sonunda Nepal` de bilinen, beklenen fakat istenmeyen şey oldu ve 25 Nisan 2015 tarihinde 7,9 büyüklüğünde korkunç bir deprem Nepal` i vurdu.

Nepal` deki durum ülkemiz için de söz konusu. 7 magnitütden büyük bir deprem üreterek kırılması beklenen Kuzey Anadolu Fayı` nın Marmara` dan geçen kuzey kolu için de yaklaşık 250 yıllık deprem tekrarlama periyodunun sonuna yaklaşılmış durumda. Bundan sonra meydana gelecek olası bir deprem ne kadar gecikirse o ölçüde şanslıyız demektir.

İzmit Depremi` nin meydana geleceği lokasyon 1979 yılında Amerikan Sismoloji Bülteni BSSA` da yayınlanan bir makalede Kuzey Anadolu Fay Zonu' nun batı kısmında kırılmamış bir alan (sismik boşluk) olarak gösterilmişti. Bu makaleyi yazan kişi ise Türk sismoloji tarihinde adı Dünya` daki dev isimlerle birlikte anılan Prof. Dr. Nafi Toksöz ` den başkası değildi. Nafi hoca o çalışmasında, fay hatlarındaki sismik boşluk (seismic gap) kavramını ilk kez ortaya atarak, ülkemizde Kuzey Anadolu Fay hattı üzerinde 20. yüzyılda kırılmayan iki sismik boşluk kaldığını göstermişti. Bunlardan biri olan İzmit sismik boşluğu 1999 yılında İzmit Depremi ile kırıldı.

Günümüzde ise Marmara Denizi` nde İstanbul` u tehdit eden başka bir sismik boşluğun varlığı bilimsel çalışmalar ile kanıtlanmış durumda. İki farklı tektonik plakanın birbirine sürtünerek teğet geçtiği doğrultu atımlı bir fay hattı sismik yönden aktivitesini yitirdiğinde ( üzerinde depremcikler meydana gelmediğinde..) bunun iki anlamı olabilir. Ya fay hattının o kısmındaki sismik boşluk aktif değildir ( deprem üretmez ) ya da bir gün artık daha fazla dayanamayıp kırılarak enerjisini boşaltıncaya kadar, on yıllarca, sessizce üzerinde stres biriktiriyor demektir.

Bazı kimseler Prof. Dr. Şener Üşümezsoy` un Kuzey Anadolu Fayı` nın aktif bölümü İzmit` te sona eriyor, İstanbul` un önünden fay hattı geçmiyor ki İstanbul` da deprem meydana gelsin şeklinde özetlenebilecek rasyonel olmayan söylemine itibar ederek İstanbul` da deprem olmasını beklemiyor.

Gerçekte Kuzey Anadolu Fayı Şener Üşümezsoy hocanın ileri sürdüğü gibi İzmit` te sona ermeyip Yunanistan` ın batısında İyon denizinde Kefalonya Fayı ile Helen yayına bağlanarak sona erer.

Bazıları da tarihsel depremleri tümüyle görmezden gelip sadece Ayasofya` ya bakarak eğer geçmişte İstanbul` da büyük depremler olsaydı Ayasofya` nın şimdiye kadar çoktan yıkılması gerekirdi mantığından yola çıkarak İstanbul` da deprem olmaz diyorlar.

Ayasofya zaten piramit şeklinde inşa edilmiş bir yapıdır, Mimar Sinan` ın yapıyı depremlere karşı korumak için köşelerine ilave ettiği dört adet minare ile statik yapısı daha da güçlendirilmiştir. Geometrik şekli ve sağlamlığı nedeni ile 8 büyüklüğündeki bir depremde bile yıkılmaz bir eserdir.

Ayasofya 8 büyüklüğündeki bir depremde bile yıkılmasına yıkılmaz ama kubbesi çöker. Nitekim büyük tarihi İstanbul depremlerinde Ayasofya` nın çöken kubbesi her depremden sonra yeniden onarılmıştır. Her onarım için ne kadar para harcandığı, kaç işçinin, kaç kalfanın, kaç ustanın kaç gün, kaç ay çalışarak, ne kadar inşaat malzemesi kullanarak onardığı, onarım işleminin ne kadar zamanda bittiği Bizans kaynaklarında kayıtlıdır.

İstanbul` un çok iyi bilinen 2000 yıllık deprem tarihinde MS 498, 998 ve 1509 yıllarında yaklaşık 500 yıl aralıklarla İstanbul yakınlarında meydana gelen çok büyük İstanbul depremlerinde Ayasofya` nın kubbesi tam dört kez çökmüştür. Yaklaşık 250 yıl aralıklarla meydana gelen 7`den büyük İstanbul depremlerinde ise kubbe çökmemiş fakat hasar görmüştür. Depremlerden sonra çatlaklar onarılmıştır.

Bir de son yıllarda ortaya atılan fay hattının sürekli kayarak üzerinde stres biriktirmediği tezi zihinleri karıştırıyor.

Massachusetts Institute of Technology (MIT)` den Michael Floyd` un ve Alamanya GFZ Postdam Enstitü` sünden Marco Bohnhoff` un ve diğer Türk araştırmacıların 17 Ağustos 1999 Kocaeli Depremi` nden sonra fay hattı sessiz sedasız kaymaya devam ediyor dedikleri kısım fay hattının depreme yenik düşerek kırılan kısmı için geçerlidir. Fay hattının Marmara` dan geçen kısmı için bu görüş geçerli değildir.

Batıda İzmit Körfezi içinde Hersek deltasına kadar kırılan fay hattının İzmit Körfezi çıkışına yönelerek İstanbul` a doğru devam eden kısmı Marmara Denizi` nin içinden Boğaziçi köprüsünü kullanarak dümdüz karşıya geçmiyor. Geniş tabanı üzerine oturmuş bir yamuğun tepesi gibi önce İzmit Körfezi çıkışından başlayan 55 km. uzunluğundaki Adalar Fayı boyunca kuzey-batıya doğru 120 ° C lik bir açı ile kuzeye yönelir. Daha sonra 110 km. uzunluğundaki Marmara Ortası Fayı boyunca dümdüz ilerler, en sonunda yine 120 ° C lik bir açı ile 50 km. lik Ganos Fayı üzerinden güney-batı yönünde Ege Denizi` ne doğru devam eder. Yani fay hattının geometrisi nedeni ile Kuzey Anadolu Fayı` nın sessiz sedasız kayıp gitmesi diye bir durum söz konusu olamaz.

Bu yüzden fay hattı üzerinde stres birikmemiştir o halde İstanbul` da deprem olmaz olasılığı mantık dışıdır.

Elimizde deprem hakkında bu kadar bilimsel veri mevcutken ve bu konuda yapılmış bu kadar bilimsel araştırma ortadayken İstanbul` da deprem olmaz demek mezarlıktan geçerken türkü söylemekten başka bir şey değildir.

Nepal depreminden çıkarılması gereken ders, süresi dolan depremin her an kapımızı çalabileceği gerçeğidir. Aslında biz bunu 1999 yılında çok acı bir tecrübe yaşayarak ve çok fazla bedel ödeyerek pahalıya öğrenmiştik. Hafıza-i beşer nisyan ile maluldür ( insan hafızasının eksikliği unutkanlığıdır ) misali çok çabuk unuttuk.

Şair` in söylediği gibi :

 Geçmişten adam hisse kaparmış,ne masal şey!

 Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi

 Tarih` i tekerrür diye tarif ediyorlar

 Hiç ibret alınsaydı tarih tekerrür eder miydi?

                                      (Mehmet Akif Ersoy)

Nepal` deki depremde hayatını kaybedenlere Allah` tan rahmet diliyor, sağ kalanlara ise geçmiş olsun diyorum.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —