Hasan Hüseyin Korkmazgil’in bir şiiriyle:
“Damda birlikte yatmışız
Öküzü hoşça tutmuşuz
Koyun değil şu dağlarda
San kendimizi görmüşüz
Hor baktık mı karıncaya
Kırdık mı kanadını serçenin
Vurduk mu karacanın yavrusunu
Ya nasıl kıyarız insana
Sen olmasan öldürmek ne
Çürümek ne zindanlarda
Özlem ne ayrılık ne
Yokluk ne yoksulluk ne
Kahrolma da
Gör beni…”
X X X
Bu ülkenin çocukları, gençleri…
Genç devrimcileri, yurtseverler…
Geleceğin işçileri, mühendisleri, mimarları, doktorları, yargıçları, öğretmenleri…
Emperyalizmin ölüm timleri/kuruluşları CİA, MOSSAD ve bizim yerli faşist gerici çetelerinin öldürdüğü, yok ettiği kuşaklar…
1968 kuşağı, 1978 kuşağı, 1990 kuşağı…
1971’de bir Amerikalı general şöyle der:
“ABD unutmaz.”
Evet, unutmadılar.
İstanbul’da devrimcilerin, ABD denizcilerini denize dökmelerini unutmadı, ODTÜ’de arabası yakılan büyükelçi Commer’in haykırışını unutmadılar. Adana’da, İzmir’de, Samsun’daki gençlerin emperyalizme baş kaldırılarını unutmadılar. Emperyalizm, dört bir yandan saldırdı genç, devrimci yurtseverlere. Yüzlerce genç öldürüldü. Kuşaklar yok edildi.
X X X
Emperyalizme karşı devrimci, yurtsever mücadele sürüyor.
Sahnede yine ABD ve AB emperyalistleri ve onların iç yardakçı/beslemeleri var.
Geçmişte Türkiye’nin aydınlık yarınlarını çalanlar, bugün de ülkenin geleceğini çalmanın hesaplarını yapıyorlar.
X X X
Nazım’ın dizeleri ile bitirelim.
……….
“Kapansın el kapıları
Bir daha açılmasın
Yok edin insanın insana kulluğunu
Bu davet bizim
Yaşamak
Bir ağaç gibi tek ve hür
Ve bir orman gibi
Kardeşçesine
Bu hasret bizim”