Cumhurbaşkanına yanlış bilgi verildiğini tahmin ediyorum. Çünkü cumhurbaşkanı kapatılan iş yeri yok diyor. Bunun arkasından komisyon şu kadar kapanan iş yeri var diye açıklama yapıyor. Kuyruklar yok diyor. Yalnız İstanbul büyük şehir belediyesinin halk ekmek kuyrukları her şeyi anlatıyor. Beş kişilik bir aileyi düşünelim. Bu aile her gün beş ekmek alıyorsa buda mümkündür.
Bir kişi bir günde bir ekmek tüketir. Halk ekmek 1 lira. Fırınlarda 2 lira. Halk ekmekten 5 ekmek alan bir aile. 5 lira kazanmış oluyor. Ayda 150 lira kar etmiş oluyor. Buda su veya elektrik faturasını ödemeye kullanır. Kapanan iş yeri yok. Kuyruklar kandırma bir fotoğraf deniyor. Cumhurbaşkanı güvendiği iki kişiyi çarşı ve pazara göndersin. Bilgileri onlardan alsın. Bu konularda cumhurbaşkanına yanlış bilgi verildiği kanısındayım.
Bu olaylara tam vakıf olabilmek için. Bire bir yaşamak gerekir. Bizde her şey saatler ve günler geçtikçe abartılı bir hal alıyor. Her geçen gün geçim sıkıntısı biraz daha artıyor. Vatandaş borcu borçla ödüyor. Böyle olunca da sıkıntı her geçen gün artıyor. İşsizlik fonundan işsizlik maaşı alanların süresi doldu. Ya bunların süresi uzatılacak? Ya da yoksulluk hanesine kaydedilecek. Her geçen gün sokağa çıkanların sayısı artıyor. Buda her geçen gün sıkıntının arttığını göstermektedir. İşler saraydan gözüktüğü gibi değil.
Saraya bilgiler doğru verilmiyor. Doğru verilmiş olsaydı. Cumhurbaşkanı kapanan iş yeri yok. Kuyruklar bir fotoğraftan ibaret denilmezdi. Pazar yerlerinden atılmış meyve ve sebzelerden evine bir şeyler götürmek için. Bir şeyler aranıyor. Bu doğru mu? Doğru! Bu yönetim kadrosuna doğru olarak aktarılmıyor. Her şey güllük gülistanlık gösteriliyor. Şayet her şey güllük gülistanlıksa? Vatandaş seslerini duyurmak için neden sokağa çıkıyor?
Vatandaş polisle karşı kaşıya gelmeye hevesli değil. Artık bıçak kemiğe dayandığı için. Her şeyi göze alıp. Sokağa çıkıyor. Hırsızlık olayları arttı. Aç köpek fırın deler derler. Olay oraya doğru geldi. Sokakta kendisine mikrofon uzatılan bir vatandaş. Utanarak, ağlayarak derdini anlatıyor. Borçlu olanlar icra ile karşı kaşıya kalıyor. Bilhassa bu konuda çiftçiler çok mağdur durumdalar. Ekmek tekneleri traktörleri icra kanalı ile ellerinden alınıyor. Süt veren inekleri ellerinden alınıyor. Bu gidişle bankalar emlakçılığa başlayacaklar. Ellerinde traktör var.
Haciz koyduklarıtarla var. Ev, arsa, traktör, araba, hatta hayvan var. Ülkenin genel görünümü her gün biraz daha kötüye gidiyor. Huzurlu olan hiçbir kesim yok. Ancak huzurlu olanlar tuzu kurular. Bu yap işlet modeli ile iş yapan şirketler bu ülkenin vatandaşı değil mi? Bu milletin verdiği vergilerden paralarını almıyorlar mı? Ülke bu duruda iken? Neden ellerini taşın altına sokmuyorlar? Hiç değilse verilen garanti paralarını almasınlar. Bu kadarcık fedakarlığı yapmıyorlarsa yazıklar olsun. Gerçekler hiçbir zaman gizli kalmaz.
Kapanan iş yerleri çok fazla. İşsiz kalanların oranı her geçen gün artıyor. Borçlarını borçla ödeyenlerin sayısı her gün artıyor. Fakir fukara sayısı her gün artıyor. Ülke hızla fakirliğe doğru gidiyor. Vatandaş her geçen gün borç batağına sürükleniyor. Enflasyon aldı başını gidiyor. Peygamber efendimiz bir hadisin de “komşusu aç yatarken, kendisi tok yatan bizden değildir” diye buyurmuştur. Şimdi komşuda aç olduğu için. Komşular arasındaki bu dayanışmada bitti. Allah sonumuzu hayır eylesin. Saygılarımla.
Türkiye laiktir, laik kalacaktır. Ne mutlu Atatürkçüyüm diyenlere! Ne mutlu cumhuriyetçiyim diyenlere! Ne mutlu Türk milliyetçisiyim diyenlere! Ne mutlu varlığım Türk varlığına armağan olsun diyenlere! Ne mutlu demokratım diyenlere! NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE 26- 01- 2021 Mustafa KOÇAL
