Recai ÇEVİK

Tarih: 09.07.2020 11:12

Kapıdağı:Dört mevsim

Facebook Twitter Linked-in

Kapıdağı...

Benim cennetim...

Mayısın tatlı sıcak bir gününde, öğleye doğru Arnavutköy çeşmesinin yanında, koca çınarın altında moladayız.

Buz gibi, gürül gürül bir su...

Hemen üstümüzde ulu meşelerin serinliği, aşağıda denize kadar uzanan zeytuni bir ova. Erdek körfezinin muhteşem maviliğinde adalara kadar uzanan şahane bir manzara. Masmavi gökyüzüne uzanan koyu bir yeşilliğin çekiciliğine dayanamayıp, içine dalıyoruz.

Ver elini Kızarandere sırtları.

X       X       X

Temmuzun kör sıcağı...

Rehberimiz, değerli dostum Selahattin Atakhan önderliğinde, dostlarla düştük yola. Hedef Yukarı Yapıcı Köyü sırtları.

Bir kaynak başında konakladık ki, karpuz çatlatan...

Selahattin Hoca'nın el verip pişirdiği kasap köftelerine şarap eşliğinde yumulurken, doğanın orkestrasını canlandıran kuş cıvıltıları, kaplumbağa tokuşmaları, karabakkalların kur saklambaçları, şakımaları altında öğle uykusu.

İkindiye doğru ver elini...

X       X       X

Rehberimizin belirlediği yere varıncaya kadar mola yok.

Orman kulesine varıncaya kadar tırman Allah tırman.

Temiz havanın sarhoşluğunda.

X       X       X

Baharın sonu...

Kapıdağı sarınmış sarıyı.

Poyrazın soluk nefesi dolaşmaya başlamış meşeliklerde.

Akşamüstü...

Doğudan batıya, Malya sırtlarından Arnavutköy sırtına, Paskal merasına kadar yürüdük. Muğle Kalesi altından Ocaklar yoluna indiğimizde, ortalık alacakaranlık olmuştu. Çuğra sahil bandına vardığımızda, insanların suskun bakışları altında, her birimizin elinde asa - olduk mu birer Musa - vardık kente.

Biz Kapıdağı fethettik sandık.

Yo, hayır, Kapıdağı'nın muhteşem güzelliği hepimizi fethetti.  


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —