Ne yazık ki son yıllarda toplum olarak epey siyasallaştık. Baktığımız zaman eş, dost ve arkadaşlar arasında artık eskisi gibi ayaküstü tatlı sohbetler, şakalar, hatırlatmalar, bilgilendirmeler gibi adeta toplumsal eğitim olan sıcak ilişkilerimizin hayatımızdan çıktığını veya çıkmakta olduğu anormal bir durumla karşı karşıyayız. Ve sanıyorum son yıllarda toplumsal olarak yaşadığımız sıkıntıların temelinde her gün biraz daha artan yalnızlığımızın olduğunu düşünüyorum.
Yıllar önce Bandırma’da düzenlenen bir panelde gazete okuma üzerine yapılan bir konuşmada ülkemizde gazete okuma konusunda büyük bir sıkıntı olduğu dile getirildiğinde gerçekten çok şaşırdığımı şimdi çok iyi hatırlıyorum. Ve bugün yine baktığımızda gazete ve kitap okuma konusunda pey gerilerde olduğumuzu, ne yazık ki bu konuda çok şeyin değişmediğini söyleyebiliriz. Zaman zaman gazete satıcıları ile konuştuğumda satılan gazete sayılarında her gün biraz daha geriye gittiğimizi söylüyorlar. Bunda da en büyük nedenin akıllı telefonlar sayesinde internetler aracılığı ile güncel haberlerin takip edilmesi olduğu ifade edilmekte.
Tamam, böyle bir gerçeklikte var ama unutmayalım ki internet haberciliği genel manada güncel olaylar içinde flaş dediğimiz herkese göre, her siyasi tarafa göre değişebilen haberlerle dolu olduğunu söylemek te mümkün. Dolayısıyla sanat ve kültürel alanlarda, sosyal çalışmalarda, çevre ve doğa, su ve enerjide tasarruf alanında, sağlık ve çocuk eğitimi gibi çeşitli konulara çok fazla yer verilmediğini söyleyebiliriz.
Özellikle Cumartesi- Pazar hafta sonlarında ulusal yayın yapan hemen hemen tüm gazete eklerinde sanat ve kültür ağırlıklı konuların yer almasını çok faydalı buluyorum. Bu konuda bir önerim de var aslında. Keşke devlet sadece hafta sonu günleri için tüm ulusal yayın yapan gazeteleri kapsayacak şekilde % 50 gibi ucuzlatıcı bir desteğin verilebilmesi ile okur sayılarını arttırma adına acaba faydası olur mu diye de hep düşünüyorum açıkçası.
Demem o ki, kitap ve gazete okuyanlar BAKAN olsun, kitap ve gazete okuyanlar MİLLETVEKİLİ olsun, kitap ve gazete okuyanlar belediye MECLİS ÜYELERİ olsun, kitap ve gazete okuyanlar STK YÖNETİCİLERİ olsun, kitap ve gazete okuyanlar kulüp YÖNETİCİLERİ olsun, yani kitap ve gazete okuyanlar YÖNETİCİ olsunlar
Sonuç olarak okuma alışkanlığımız üzerine eksikliklerimizin giderilebilmesi noktasında bir şeyler yapılmalı ama nasıl ve hangi yöntemler kullanılabilir çok da önerim yok ama bu konuda devlet ve belediye imkânlarının bileştirilerek ortaya olumlu bir projenin koyulabileceğini düşünüyorum, umarım iyi şeyler olur.
Bugün 10 Kasım ATAMIZIN 86.ÖLÜM YILDÖNÜMÜ biliyorsunuz. Her zaman olduğu gibi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ümüzü bir kez dada S AYGI, MİNNET VE ÖZLEMLE ANIYORUM. 10 kasım 2024 Erhan Göçmen