Prof Dr. Cenk Yaltırak çok çalışkan bir bilim adamıdır. Sadece ulusumuzu tehdit eden olası büyük deprem ile ilgili "en gerçek bilgileri, en son gelişmeleri", en doğru ve en detaylı "diri fay haritalarını" araştırıp üretip kamuoyu ile paylaşmakla kalmıyor aynı zamanda çevreye aşırı duyarlı bir insan sorumluluğu ile "olası büyük depremin çevreye etkileri" konusunda da çalışmalar ve çeşitli paylaşımlar yapıyor...
Hocama bu çalışmalarında başarılar diliyor, kedilerine (!) buradan selam gönderiyorum...
Bir Bandırma'lı olarak olası bir büyük depremde sadece Bandırma'da yaşanacak olası senaryoyu tahmin etmeye çalışayım;
Bandırma’da kurulu olan ve halen deniz kıyısında üretim yapmakta olan BAGFAŞ, Eti Maden İşletmeleri, Sülfirik Asit Fabrikaları, Eti Maden Borik Asit Fabrikaları, Hidrojen Peroksit Fabrikaları'nda olası büyük ölçekli bir deprem nedeniyle oluşacak patlama, yangın, gaz sızıntılarının sebep olabileceği çevre felaketini gözünüzün önünde bir canlandırmaya çalışın.
Sadece deniz kıyısında bulunan sülfirik asit tanklarında bulunan binlerce ton sülfirik asidin deniz suyu ile karşılaşması halinde bile çok büyük bir parlamalı, patlamalı kimyasal reaksiyonlara sebep olacaktır. Yine deprem anında içinde binlerce ton sıvılaştırılmış amonyak bulunan Amonyak Tank'larının yarılması halinde, veya tanka bağlı borularının kopması sonucunda atmosfere yayılacak binlerce ton amonyak gazından binlerce insan hayvan ve canlının etkileneceğini, boğulacağını, zehirleneceğini bir hayal edin. PETKİM'de bakımcı olarak çalışırken kontrol vanasından sızan sigara dumanı kadar küçük bir amonyak gazı sızıntısı ile temas ederek anında anaflaktik şoka girdikten sonra ambulansla hastaneye zor yetiştirilip gözlerini hastanede oksijen maskesi ile açan bir olarak durumun ne kadar vahim olduğunu bilmem anlatabildim mi?
Sizlere olası büyük depremin çevresel etkileri hakkında bir iyi, bir de kötü haberim var...
Önce kötü haberi vereyim:
Artık çok yaklaştığımıza iyice inanmaya başladığım, kapının eşiğini aşmaya hazırlanmakta olduğunu tahmin ettiğim "Olası Doğu Marmara Depremi", Prof. Dr. Cenk Yaltırak hocamın da belirttiği gibi düşünüldüğünden çok daha fazla çevresel bir felakete sebep olacak...
İyi ve müjdeli haberim ise şu :
"Olası deprem" başladığında saniyeler hatta saliseler içerisinde, yukarıda bahsedilen çevresel felaketler bir bir gerçekleşmeye başladığında, eş zamanlı olarak Marmara Denizi tabanındaki fay düzlemi açılacak ve 70 yıllık sanayileşme dönemi süresince düşüncesizce, bilinçsizce Marmara Denizi'ne boşaltılan, yıllardır dipte üst üste birikerek Marmara Deniz tabanını adeta bir foseptik çukuruna dönüştüren evsel ve sanayi atıkları, açılan bu fay düzleminden içeriye doğru vakum sistemi ile yutularak deniz tabanının 15-20 km derinliklerine kadar emilecek ve depremden sonra Marmara Denizi Dünya'nın en temiz denizi haline gelecektir.