Martı çığlıkları
Açlığın çığlıkları…
X X X
Önemli olan,
çoğunluğun yapmadığını yapmaktır.
X X X
Ne de olsa hayvanız.
Öldürmek bizim işimiz.
X X X
Faşizm,
kapitalist düzenin kurguladığı/yetiştirdiği bir yok edici düzendir.
X X X
Dedim ya,
kapitalistler, akıllı insanlar.
En pis işleri ve öldürmeyi işçi sınıfına yaptırırlar.
X X X
“Adaletin terazisi” diye söylenip duruyorlar.
Ortalıkta adalet mi kaldı ki, terazisi olsun.
X X X
Dünyanın zenginleri, mahvettikleri bu dünyadan kaçış planları yapıyorlar.
Mars mı olur, Jüpiter mi olur…
Bize de bu pislettikleri dünyada yaşamak kalacak.
X X X
Düşünce, eylemden önce gelir.
İnsan, önce düşünür, sonra eyleme geçer.
Her eylem de yeni bir düşünce doğurur.
Düşüncenin rahminden, akıl doğar.
X X X
“Gözlerden mahrum bırakılan adalet tanrıçası, kör bir cellada dönüşüyor şimdi.”
(Sema Kaygusuz)
X X X
Sokaklar bu cellatlarla doldu şimdilerde.
X X X
Bu kadar korkuyu, bu kadar kötülüğü, bu kadar hırsızlığı, bu kadar acıyı, bu kadar ölümü, yüreğinde ve bilincinde nasıl taşıyor insanlık?
X X X
Büyük Çin devletinde, din-min yok.
Ne kilise, ne havra, ne cami, ne bir tapınak.
İbadet edecek zamanı yok insanların.
İbadet mi?
Yaşamak için çalışmak.
X X X
Her şey o kadar hızlı değişti, değişiyor ki…
Ben, değişimi yakalayamadım.
Torunumla aynı çağda yaşamıyoruz.
X X X
Bütün iktidarlar,
İnsan aklının iktidarlarıdır.
X X X
Bir Afganlı ile bir Amerikalı aynı dünyada yaşıyor.
Ama aynı yüzyılda değil.
Biri dinsel inanca teslim olmuş, biri aklın bilimsel gücüne.