Köyden Kayseri’ye gelen köylü, sabah kahvaltısı için bir lokantaya gider.
Sabahın erken saatleri olduğu için oldukça kalabalık olan lokantada yer bulamayan köylü, kasiyerin yanındaki küçük masaya oturur.
Garson gelince mercimek çorbasını ister ama bizim köylü, çorba gelene kadar bir sepet ekmeği yer.
Çorba gelince onu da içer. Giderken kasada oturan görevliye borcunu sorduğunda şu yanıtı alır:
“Yediğin ekmeğin parasını ver de çorba parası bizden olsun.”