Muhtar deyince aklıma öncelikle halkla bütünleşen, özgür ve bağımsız hareket eden yöneticiler geliyor.
Muhtarlar, özgür ve bağımsız hizmet vermeli, başta siyasiler olmak üzere kesinlikle “atanmış” kişilerin baskılarına boyun eğmemelidirler. Çünkü muhtarlar da, hiçbir partiye mensup olmayıp, sandıktan çıkan, seçilmiş kişilerdir. Yani siyasilerden ve seçilmişlerden korkmadan, emir almadan, vicdanlarının sesini dinleyerek mahallelerine hizmet vermekle yükümlüdürler.
Bu görevlerini elbette ki layıkıyla yerine getiren muhtarlar var. Onları takdirle karşılıyoruz.
Ancak ne yazık ki, bunun bilincinde olmayıp, herhangi bir partinin mensubu gibi hareket edenler, siyasiler ve atanmışlardan çok korkan muhtarlar da az değil.
Muhtarların da elbette ki gönüllerinde bir siyasi parti olabilir. Ancak sandıktan çıktıktan sonra mutlaka her partiye eşit uzaklıkta olmaları ve yalnızca vatandaşa hizmete odaklanmaları gerekir.
Konunun en önemli yanı da, muhtarların, yalandan uzak kalmaları, doğrunun yanında yer almaları zorunludur.
Diyeceksiniz ki, bugün “Muhtarlar Günü” değil, bu yazıyı neden yazdın?
Ne bileyim, içimden geldi.
Görevlerini en iyi şekilde yerine getiren muhtarlara sevgilerimle,