Kendimden örnek vereyim de, “Hırsızlar İmparatoru” alınmasın!
Amerika, Avrupa Basın organları ve Türkiye’de AKP döneminde sırasıyla görev yapmış üç ABD Büyükelçisi, “Bakan Serdaroğlu’nun Türkiye dışındaki usulsüz edinilmiş mal-para varlığını, şirket ortaklıklarını duyuyoruz. Bunların
tespit edilip belgelenmesi için meclisimizde “Araştırma Komisyonu” kurulmasına karar verildi” derse, ben ne yapardım?
Öncelikle, bu iddiaların asılsız, uydurma ve benim için bir itibarsızlaştırma oyunu olduğunu ifade eder, benim yurtdışında HİÇBİR MALVARLIĞIM olmadığını haykırırdım. Konuyu adı geçen ülkelerin yargılarına taşıyacak hukuki çalışmalara başlatırdım. Ayrıca böyle asılsız suçlamalarda bulunan medya organları ve kişiler hakkında da suç duyurusunda bulunur ve dava açardım. Uluslararası Hukuk Profesörleri dostlarımdan ve Türkiye Barolar Birliğinden yardım ister ve her aşamada Türk Kamuoyunu bilgilendirir, iftiracıları rezil ederdim…
Amma ben, seçimle gelmiş, halkımdan vekalet almış biri olarak, iddiaları görmezden gelsem, olayları sürekli gündemde tutan DOĞRU Parti Kurucu Genel Başkanı gibi densizleri (!) tetikçi Savcı ve Yargıçlarımla baskı altına almaya kalksam ve hiçbir zaman “Benim Yurtdışında tek kuruş mal varlığım veya ortaklığım yoktur. İspat etmeyen namerttir” bile demeyip sussam, benim için ne düşünürsünüz?
Serdaroğlu suçsuzdur mu dersiniz?
Yoksa “Namuslu adam susmaz, konuşmadığına, inkar etmediğine göre,
bu adam “Devlet Görevi” yaparken HIRSIZLIK yapmış, HARAM yemiştir mi”
dersiniz?
İş sadece hırsızlıkla kalsa, ülkeye verilen zarar belli bir zaman içinde telafi edilir ve hesabı sorulabilir.
Amma kazın ayağı öyle değil!
“Elinde Serdaroğlu’nun HIRSIZLIKLA elde ettiği mal-para-servetlerin gerçek belgelerini tutan “KÜRESEL ÇETE” derhal tehdide başlar! Neler mi ister?
-Sınırlarını aç, YPG’nin devlet kuracağı yerdeki Suriyelileri sana göndereceğiz!
-Esat’ı ESED yap, tüm dinci-cihatçı çeteleri topla ve Suriye’ye gönder. Bunları silahla donat. Yaralanan olursa Türkiye’deki hastanelerde bedavaya tedavi ettir.
-Sınırınızda oluşturduğumuz terör devletine ve cihat devletine, yalandan karşı çıkıyormuş gibi yap.
-Türkiye’yi eyaletlere ayırmaya hazırla. Bu iki terör devletini Türkiye’ye bağlayıp sınırlarınızın genişleyeceğini söyle! Sonra Türkiye’den de bir parça koparıp, İsrail’in güvenliğini sağlama almış oluruz.
-Sen şimdilik geride dur. Türk Milliyetçilerinin başına oturttuğumuz
Titrek Bahçıvanı öne sür. O da bizim adamımızdır…
Aziz Türk Milleti;
Bu yazıdaki olaylar tamamen doğru, isimler yanlıştır.
Bu oyun, emperyal planın yani Türkiye’nin parçalanmasının bir parçasıdır.
Türk Milleti olarak uyur ve susarsanız, bu parçalanma olayı maalesef gerçekleşir.
Neden mi?
Türk Tarihi boyunca, özellikle Cumhuriyet döneminde hiçbir zaman bu kadar çok “Hainin” biraraya gelip, Türk Milletini boğazlamak için dış düşmanlarla
işbirliği yapmadı.
Fakat bu ihaneti fırsata çevirmek de mümkündür.
Bizlerin yani deneyimli insanlarımızın, hain takımıyla “Son Hesaplaşmayı”
yapmamız ve bu hesaplaşmayı çocuklarımıza bırakmamış gibi yapmalıyız.
Türk Milletini tehdit edip, eğer isteklerimizi yapmazsanız her taraf Gazze’ye döner diyen ne kadar hain varsa, bunları gerçekten Gazze’den öteye sürmek şarttır…
“Denenmişi denemek aptallıktır. Denenmişi üçüncü defa denemek ihanettir…”
Sağlık ve başarı dileklerimle 07 Ocak 2025
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Kurucu Genel Başkanı