Bu yazı, önümüzdeki dönemde yapılacak “YÜCE DİVAN” yargılamalarına, DOĞRU Partinin belgelerle yapacağı katkıların ön yazısı olarak okunabilir.
Sayın Yavuz Alogan’ın yazdığı gibi, Türkiye’nin NATO’ya girişiyle İsrail’e gizli destekçiliği (ABD Baskısıyla) kabullenmesi aşağı yukarı aynı zamanda, yani 1950’li yıllardır.
NATO deyince, bu işin gerçeğini kimse anlatmadı! Yarım yamalak bilgilerle siyasi hırslarını tatmin edip, rakiplerini kötülemekte kullanıldı.
İşte Türkiye’nin NATO’ya giriş gerçeği;
-Türkiye’nin NATO’ya üye olması için ilk başvurusunu 11 Mayıs 1950’de (Genel Seçimlerden 3 gün önce) Rahmetli İsmet İnönü tarafından yaptı.
Başvuru reddedilmedi, fakat İngiltere’nin karşı çıkmasıyla kabul edilmedi.
Seçimlerden sonra 01 Ağustos 1950’de, DP İktidarı Rahmetli Adnan Menderes tarafından yapıldı ve kabul edildi.
TBMM, 18 Şubat 1952’de, 409 üye ile toplandı. Türkiye’nin NATO’ya üyeliği tartışıldı. CHP adına konuşan Rahmetli Faik Ahmet Barutçu “Türkiye’nin NATO’YA üyeliği MİLLİ bir meseledir” diyerek, katılımı destekleyeceklerini açıkladı. Sonuçta 1 Çekimser oya karşılık 409 Milletvekilinin oyuyla, Türkiye NATO Üyesi oldu. Gerçek budur. (TBMM’de 450 MV vardı)
Türkiye’nin NATO Üyesi olmasının doğru olup olmadığı ve NATO’nun ilerleyen yıllardaki yapılanlar ve Türkiye-NATO ilişkileri başka bir yazının konusudur.
Büyük Ortadoğu Projesi denen Küresel Çete Planı genelde, İSRAİL’İN GÜVENLİĞİ eksenli bir projedir. İngilizlerin 1800’lerden beri çizdiği haritayla başlar ve Osmanlı’nın “Hasta Adam” ilan edilip yıkılmasıyla devam eder.
Çevresi Arap-Müslüman ülkelerle sarılmış İsrail’in ve şaşmaz destekçileri ABD- İngiltere (Kendilerini dünyanın Jandarması olarak gören Küresel Çete)
şimdiki adı BOP olan çok sayıda benzeri projeler uyguladılar.
Fakat hep Türk Milletinin genlerine işlemiş “ATATÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ” ve
Türk Ordusunun “Kurmay Aklına” takılarak başarısız oldular.
Türk Ordusunun komuta heyetindeki, Atatürkçü Komutanlarını “VESAYET” uydurmasıyla tasfiye edilmelerinin sebebi budur.
Yazının başlığı olan “NASIL SATILDIK” konusuna gelince;
Milli Hassasiyetleri olan, Türk Milletinin Devlet Adamlarımızı ve Türk Ordusunun Şerefli Komutanlarını alt edemeyen Küresel Çete, bu kez kendi seçtiği birini Türkiye’nin başına getirdi. Papaz elbisesi giymeye razı olan adamları başarılı olamayınca, BOP Eşbaşkanının yanına sürekli İngiliz Kumaşından takım elbise giyen ve Türk Milliyetçilerini dönüştürme görevi verilen Bahçeli’yi getirdiler.
Küresel Çete ve İsrail’in bugüne kadar yaptıkları SOYKIRIM’IN, ölümlerin, tecavüzlerin sorumluları, en az bu harici hainler kadar, Küresel Çeteye el altından destek veren dahili hainlerdir.
Libya parçalanmış, Mısır dönüştürülmüş, Irak şimdilik üçe bölünmüş, Suriye Devleti çökertilmiş ve başına Kafa kesici bir cani getirilmiş!
Önünü görmekten aciz İktidar, küresel planın parçası olmuş ve dibimize bir adet Cihat Devleti, bir adet de Terör Devleti yerleştirilmesine izin verdi!
Kendi ülkesine ve insanlarına böylesine kötülük yapabilmek için, hem İsrail ile birlikte savaşıp hem de aynı anda “Gazze’ye destek, İsrail’e lanet” mitingi düzenlemek için, ipleri emir komuta merkezlerinin elinde olmak ve hem hain-hem soysuz- hem hırsız olunması gerekir.
Dün Irak’ı parçaladılar, bugün Suriye’yi parçaladılar eyaletlere ayırdılar! Yarın ne olur?
Küresel Çetenin bölgemizde korktuğu ve bir türlü yenemediği rejim
Atatürk Milliyetçiliği yani Kemalizm’dir.
Buna sahip çıkarsak, Türk Milletine doğruları anlatırsak, dahili ve hariç bedhahları yok edebiliriz. Kağnının tankı yendiği bir savaşı gerçekleştiren bir neslin bugünkü temsilcileriyiz. Türk Milletiyiz biz…
Yapmazsak Yarın ne mi olur?
Paramparça oluruz, paramparça! Daha nasıl anlatayım?
Sağlık ve başarı dileklerimle 02 Ocak 2025
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Kurucu Genel Başkanı