Öncelikle son yıllarda yakaladığımız gençlerden kurulu Milli Takımımızın tüm oyuncuları ile BÜYÜK SEYİRCİLERİMİZİ içtenlikle alkışlamak istiyorum. Her şeye rağmen gerek oyuncu gerekse seyirci olarak dünyaya örnek olacak şekilde ellerinden gelenin adeta fazlasını diyebileceğimiz bir destekle maçlarımızı tamamlamamızı sağladılar.
Teknik analiz olarak gerek hazırlık gerekse turnuva boyunca oynadığımız maçlara baktığımızda takım oyunu, oyuncu seçimleri ve taktikler hakkında basınımızda birçok eleştirinin yapıldığını iyi hatırlıyoruz. Hele hele oynadığımız oyunlarda hele şu son maçımızda bir teknik adam olarak oyuna dokunuşlarının zamanında ve acil olarak olmadığını da söylemek isterim.
Hemen hemen ülkemizde yapılan turnuva öncesi yorumlara baktığımızda forvetsiz bir oyunun bizleri finallere taşıyamayacağını, hele hele turnuva yıldızı olarak gördüğümüz Arda’nın kamu baskısı ile oyunlara alındığını düşünürsek Sayın Montella kardeşimizin böylesine önemli turnuvalara hazır olmadığını söylemek çok da yanlış bir ifade olmaz sanırım.
Ve bu arada UEFA’nın Merih Demiral’ın bir sevinç gösterisi olarak yaptığı harekete hemen, acele ile iki maçlık karar vermesi, biraz daha öteye gidelim, orta hakemin çok açık bir ayak basmayı kırmızı kartsız geçiştirmesi takımımıza karşı olumsuz bir bakışın maç öncesinde olduğunu söyleyebiliriz.
Olacak gibi değil, ikinci yarı için oyun başlamış, rakip bastırıyor ama bizler topa sahip olamadığımız gibi her dakika oyundan düşmekte olduğumuzu da görüyoruz. Yahu rakip üç oyuncu değişikliği ile kalemize yüklenmeyi düşünürken ve bunda da başarı sağlarken Montella’nın neden oyuna müdahale edemediğini anlamak gerçekten çok zor. Hatırlarsak eğer Arda içinde basında çok yazılar yazıldı ve onun oyuna alınmasıyla ancak takımda gole dönük atakları yapmaya başladığımızı da gördük..
Ne yazık ki bizler böylesine iyi bir genç takımla daha yükseklere gitmemiz gerekirken inatçı bir teknik adam yüzünden rüyalarımız karardı ve turnuvaya havlu ettik.
Tamam, ilk yarı golü bulduk, oyunu dengeye de getirdik ama bir teknik adamın bence en önemli meziyetlerinin başında oyuna bir şekilde müdahale yeteneğinin olması gerekir diye düşünüyorum. Maç skor olarak 1-0 devam ederken yorulan oyuncularımızın durumuna bakmadan maça seyirci olmasını anlamak gerçekten çok üzücü. Hele hele oyun 1-1’e gelince bir hoca olarak golü düşünmen gerekmiyor mu diye adama sormazlar mı acaba? Sen niye oyuna bir santrfor almıyorsun da hala oyuna bakıyorsun acaba? Kimse kusura bakmasın bizim bu maçı kaybetmekte en büyük kusurun Hocaya ait olduğunu düşünüyorum.
Çok net söylüyorum çok kritik zamanlarda yapılmayan değişikliklerin maça damga vurduğunu söylemek isterim. Kazanacağımız bir maçı kaybetmemiz benim gibi binlerce seyircimizi, milyonlarca Türk taraftarımızı inanılmaz şekilde üzdüğünü söyleyebilirim.
Sonuç olarak bence bu işler MONTELLA İLE ASLA olmaz. İşin daha da ilgicini söyleyeyim, kenarda kimse olmasaydı ( biraz abartarak) inanınız bizler takım olarak daha iyi neticeyi de alabilirdik.
7 Temmuz 2024 Erhan Gömen