Cumhuriyet alanında bulunan asırlık çınar ağacı göz göre göre kurudu...
Nasıl bir haber olmalı?...
Basın medya dünyasının efsane kalemlerinden Çetin Altan, gazetesinde kendine ayrılan köşe için yıllarca "Şeytanın gör dediği" başlığını kullanmıştı.
Bazen öyle bir olur ki!... Bakarsınız ancak göremezsiniz...
Önceki hafta şehir kulübü önünde bulunan çocuk parkının deniz yönündeki girişinde bulunan iki çamın kuruduğunu yazmıştım. Bu parkı Şeker Piliç yaptı, devri alem'de Bandırma belediyesinden, Büyükşehir'e geçti. bazı revizyonlar yapılarak yenilenen çocuk parkında değişmeyen tek şey ismi oldu.
"Şehit Mehmet Kutlu" çocuk oyun bahçesi...
Bu bahçenin deniz yönündeki girişinde bulunan kurumuş iki çam hala duruyor... Çevreye inat Abıde gibi...
Hani her 5 Haziran'da kutluyoruz ya... Dünya çevre günü!...
Aslında biz her 5 Haziran dünya çevre gününde kaybettiklerimize ağıt yakmalıyız...
Hangi birisini yazacağımızı bizde şaşırdık, veya asıl sorumlu kim olduğuna...
Cumhuriyet alanı ve çevresinde geçmişten günümüze dibine kezzap dökülerek kurutulan Çınarları tek tek yazsak roman olur...
Kendimizi bu anlamda sorumlu tutmamızın asıl nedeni 50 yılın üzerinde Cumhuriyet meydanı ve çevresi insanı olarak kabul etmiş olmamızdan kaynaklanıyor. 1960 lı yılların sonu, 70 li yıllar'da gençliğimizin geçtiği kaldırım meydanı ve çevresinde o günden bu güne kalan bir elin parmakları kadar insan yok...
Hatta öyleki bir dönem Demokratların kalesi olan Bandırma'da bugün Ziraat Bankasının bitişiğindeki binanın 2. katı Adalet Partisi İlçe Başkanlığı idi. AP Genel Başkanı Bandırma'ya geldiğinde bu binadaki partinin balkonundan halkı selamlar, "Binanaley..." vatandaşın oyunu isterdi.
O günlerde şimdiki gibi teknoleji yok, günlerden bir gün Ankara'ya giden vatandaşın birisi AP genel merkezine gider, Demirel ile konuşma fırsatı bulur...
Kendisini dinleyen Demirel'e öyle güzel anlatır ki!... Bandırma'yı inanmamak elde değil, sözü bittiğinde sorar; "Binanaley çok güzel, siz Bandırma'da çift cinsiyetli ağacın nerede olduğunu bilirmisiniz?" Bizimkisinde tık yok!.. Derki, "Sen Bandırma'ya gidince postacı Cemile, Yaşbek'e, Arpacı Yusuf'a, Şemsi Aran'a sor, bir daha geldiğinde söylersin"...
Efsane anadolu siyasetçisi Demirel'in Bandırma'daki çift cinsiyetli ağaçtan kastı, o yıllarda partinin önünde bulunan Çınar ağacının koğuğuna düşen incir çekirdeğinden çıkmış incir ağacıdır. Sözkonusu vatandaş Bandırma'da partiye gitmiş olsa balkona çıkmaması mümkün değil, çift cinsiyetli ağacı mutlaka görecek, ayrıca AP li olsa zaten bilecek...
İşte Cumhuriyet meydanı ve çevresindeki ağaçların yapısıyla ilgili aneknotlarımız bu kadarda değil, şu anda meydanda bulunan Çınar ağaçların altı sıra gazinolar var iken bugünkü Bandırma Palas'ın önünde bulunan çınarlar kuruma durumuna geçmişti. Altlarında büfesi bulunan Hacı Muharrem Şen bey'in bu çınarları yaşaymak için verdiği çabaya benimde bir nebze olsun katkım olmuştur.
Çınarlar genelde kesildiği yerden içine su alıp çürüdüğü için, buradaki ağaçların kovuklarını kapatarak yeniden hayata dönmesini sağladığımız gerçektir.
Bukadar hikayeden sonra asıl gerçeğimiz her gün binlerce insanın gözüne battığı meydanda bulunan yaklaşık bir asırlık Çınar ağacının kuruduğunu bende yeni fark ettim. Hep sanıyordum ki... Çınarlar yapraklarını döktü, Bahar'da yeşerecek, hepsi yeşerdi ama... O yeşermedi... Yeşermesi de mümkün değil... Cumhuriyet meydanında göz göre göre asırlık bir çınarı daha Dünya çevre günlerinde kaybettik...
Başımız sağolsun...