Bandırmanın yetiştirdiği değerler
Bandırma’nın çok önemli sanayi kuruluşlarından PAKSAN’ın kurucusudur.
Sosyal kişiliği, yardımseverliği ve özellikle gençlere verdiği değerle Bandırma’da çok sevilip sayılan bir sanayiciydi.
Bandırma Ortaokulu ve Bursa Sanat Enstitüsü’nü bitirdi.
1961 yılında, Türkiye’den Almanya’ya giden ilk işçi kafilesi içinde yer alarak, bu ülkede üç yıl kaldı.
Dönüşünden sonra 1970 yılında, PAKSAN Makine Sanayi ve Ticaret A.Ş’yi(PAKSAN) kurdu. Bu kuruluş, ilk yıllarında maden vinci, elektrik arızalarında kullanılmak için merdiven, çeltik makinesi, un ve çakıl eleme makineleri, mısır silaj makinesi, dik rotatiller makinesi başta olmak üzere her çeşit tarım makineleri ürettikten sonra tüm ağırlığını balya makinesi üretimine verdi.
Birçok yıl vergi rekortmeni olma başarısını gösteren Özhan Pak, çok okuması ve Atatürkçü kişiliğiyle tanınıyordu.
2016 yılında, 81 yaşında yaşama veda eden Bandırma sevdalısı Pak, arkasında bugün ülke ekonomisine büyük katma değer yaratan, çok sayıda kişiye ekmek veren, uluslararası kimliğe sahip bir sanayi kuruluşu bıraktı.
ÖZHAN PAK’IN ANILARI
Dünyada üretimi en zor tarım aracı olarak bilinip, 2 bin 50 parçadan oluşan balya makinesinin tüm parçalarını kendilerinin ürettiğine dikkati çeken Pak, “Türk sanayisi, bu makineyi yapamaz” diyenleri utandırmanın mutluluğunu yaşadıklarını vurgulayarak, “Üstelik Avrupa’da yapılan balya makinelerinin kalitesini de çok aştık. Yüzde yüz sağlam makineler ürettiğimiz gibi onları makineleri, aynı mazotla bin balya yapabilirken, bizim makinelerimiz ise aynı mazotla bin 300 balya üretme kapasitesinde” demişti.

Pak, çok duygulandığı bir anısını da şöyle anlatmıştı:
“Sanıyorum, 1952 yılıydı. Bursa Sanat Enstitüsü’nü bitirerek Bandırmaya gelip, Evyapan Sokağı’nda dükkânı bulunan Hayri Yörüt ustanın yanında çırak olarak çalışmaya başladım. O yıllarda, Bandırma Limanı’na, Yunan yapımı kosterler(küçük deniz motorları) gelirdi. Türkiye’nin olanakları, koster bile yapmaya uygun değildi. Daha sonraki yıllarda PAKSAN’ın, Yunanistan’a balya makinesi ihraç ettiği gün, mutluluktan gözyaşlarımı tutamamıştım.”
PAKSAN’ın başarısının sırrının “önce kalite” ilkesine bağlı kalınmasında yattığını belirten Pak, “Ürettiğimiz balya makinelerinde en iyi bilyeleri, en iyi çetiği, en iyi sacı kullanıp, en iyi işçiliği veriyoruz” değerlendirmesinde bulunmuştu.

Ailesinin, kunduracılık mesleğinden gelmesine karşın kendisinin, sanat enstitüsünü bitirdikten sonra başladığı bu mesleği çok sevdiğini vurgulayan Pak, şunları aktarmıştı:
“1992 yılında, ağırlığı 28 ton olup, saatte 350 ton taş kırma kapasitesi bulunan bir makine yaptık. O yıllarda, çok büyük kuruluşlar bile bu makineyi yapamıyordu. Biz başarılı olunca herkes şaşırdı. Makineye büyük talepler geldi. Ancak biz çok zaman alması nedeniyle bu makineyi sürekli üretmeyi düşünmeyerek, ‘küçülerek büyüme’ yolunu seçtik ve balya makinesi üretimine yöneldik.”
Çocukluk yıllarının yoksunluk ve yoksulluk içindeki Bandırmasının, bugünkü gelişmişlik düzeyine gelmesinden duyduğu mutluluğu da dile getiren Özhan Pak, “Bizler, 2. Dünya Savaşı döneminin çocuklarıyız. O zamanların Bandırması, ekonomik açıdan çok zayıftı. Biz, lastik bir topa kavuştuğumuzda bile çok sevinirdik” demişti.

