En başta sağlık olmak üzere hangi açıdan bakarsak bakalım 2020 yılını tüm dünya ile birlikte son derece zor bir yıl olarak geride bırakmış durumdayız. Gerçekten de salgınla başlayan günlerle beraber hayatımıza giren kısıtlamalarla birlikte aş ve iş konularında ciddi olarak hırpalandığımızı düşünüyorum.
Aslında 2020 yılı diğer pek çok dünya ülkesinin aksine bizler sadece pandemi ile değil sel, deprem, yangın gibi afetlerin yanı sıra terörle mücadele gibi 7/24 emniyet güçlerimizin görev yaptığı ve bu manada maddi ve manevi kayıplarımızla dopdolu bir yılı geride bıraktığımızı da iyi görmemiz gerekiyor.
Unutmayalım ki, binlerce göçmenle beraber yaklaşık 90 milyona varan nüfusumuzla büyük bir ülkede yaşıyoruz. Taşradan en merkezi yerlere kadar aş ve iş konusundan sağlığa, eğitimden spora, sanayi kuruluşlarından tarım ve hayvancılığa, esnaf ve sanatkârlar ile diğer pek çok konuda kamu kurumları vasıtasıyla devletten çok büyük miktarlarda hizmet beklentisinin olduğunu sanırım hepimizin çok iyi bildiğini düşünüyorum.
Ve bu kadar zor şartlar altında olan bir Türkiye olarak ülkeler arası büyüme rakamlarına yani ülkeler arası ekonomi değerlendirme rakamlarına baktığımız da 2020 için % 1.8’lik pozitif büyüme ile ilk sıralarda yer almamız gerçekten sevindirici bir durum olarak değerlendirmek istiyorum.
Baktığımız zaman ilk çeyrek rakamımız % 4.5 idi, ikinci çeyrek ise en zor pandemi kısıtlamalarını yaşandığı Nisan, Mayıs ve Haziran dönemi olup rakam olarak -10.3 le olumsuza dönüşmüştük. Üçüncü çeyrek yani Temmuz- Eylül döneminde + 6.3 ve son dönem olan Ekim- Aralık dönemi ise yine +5.9 luk büyüme ile yıllık rakamımızın + 1.8 olarak ortaya çıktığını görüyoruz. Yakaladığımız bu önemli çalışmalarla G20 ve OECD ülkeleri arasında ilk sıralarda yer almamızla beraber Türkiye olarak bu işleri artık başarmaya başladığımızı söyleyebiliriz.
Aslında bu gün büyüme rakamları açıklanmadan önce geçtiğimiz günlerde Fitch, Moddys gibi dünyanın önde gelen kredi değerlendirme kuruluşları tarafından 2021 için Türkiye rakamlarını pozitif yönde yükselterek revize etmeleri hususunu ben 2020’den gelen iyi bir çalışmanın sonuçları olarak değerlendiriyorum. Özellikle üretim derken sanayi üretimi son çeyrekte +10,3 ve ihracat rakamlarının aylık olarak 16 milyar dolarlara yaklaşılmasını gelişmişlik adına çok önemli olduğu ifade edilmekte.
Bakınız daha da önemlisi, salgın dönemi ile geçtiğimiz yıl turizm sezonu çok zor geçti biliyorsunuz. Her yıl 35 milyar dolarlara yaklaşan turizm gelirlerimiz biranda 12 milyar dolar seviyelerinde kaldı. Bu kadar büyük kayba rağmen ekonominin toparlanmasını ben gerçekten büyük başarı olduğunu düşünüyorum.
Bu arada yapılan başarılı çalışmalarda hükümetin katkıları kadar işletmelerimizin, yöneticilerimizin, ekonomistlerimizin, mühendis ve işçilerimizin de büyük katkıları olduğunu söylemek isterim. Unutmadan bu gün Türkiye’nin kazanması demek geleceğimizin kazanmasıdır demek. Dolayısıyla başarıyı bir başka anlatımla geleceğe olan yatırım olarak da görebiliriz.
Ve yapılan bu değerlendirmelerden kimse ekonominin çok iyi olduğu manasını da çıkartmamalı. Eksikliklerimiz vardır. İşsizlik rakamlarımız hala yüksek seviyelerdedir. Gelir dağılımları dengelenmeye muhtaçtır. Her alanda üretimi yükseltebilmeliyiz. Enflasyon tek hanelere düşürülmelidir gibi bilinen eksikliklerimizde devam etmektedir. Ama bu büyüme rakamları ile sadece ekonomi olarak doğru yolda olduğumuzu söyleyebiliriz. Devamı gelmelidir. Devamı getirilmelidir.
01 Mart 2021 Erhan Göçmen