Ömer Dede KILIÇ (Köy Esintileri)


PARKİNSON HASTASININ NUFUS MÜDÜRÜYLE İMTİHANI

PARKİNSON HASTASININ NUFUS MÜDÜRÜYLE İMTİHANI


 Parkinson hastasi Ömer baba, sadece hastaligi ile savaşmıyor sanki yedi düvelle savaşıyordu.  Düşünüyordu neden bu basit işlerle kendisi uğraşıyordu bir anlam veremiyordu. Herkes haksizdida bir kendisi mi haklıydı. Bu mümkün değildi. Fakat araştırıyordu bir çıkış kapısı bulamiyordu.

            O gun Ankara'da hava çok sıcaktı. Sicak yazın sonu gibi bunaltıcı ama bu isler yapilmaliydi. Ankaraya yeni gelmisti Bismillah deyip ikamet ettiği Altındağ kaymakamlığı'na gitti. Nüfustan Kars cezaevindeki birinci adresini iptal ettiririp, nüfusunu Altındağ'a aldırarak özgürlüğüne kavuşmanın sevincini yaşayacaktı.

             Ayağını sürüyerek  gittiği Altindag Kaymakamligina daha varmadan kapı duvar oluyordu. Pandemi salgınıda keyfî davranışlara bahane oluyordu. Kapidaki güvenlik görevlisi amca randevun varmı diye soruyordu. Yok alamadim ama ben engelliyim. Dedigimde ,Enerjisa da , bankalarda, askide, otobuslerde, netrololarda ( özellikle istanbul ve konyada rencide etmemek icin gorevliler sormadıklari gibi hemen yardmci olmaya çalışıyorlar)ve gitigim tüm resmi dairelerde bütün kapilar açıldığı halde her ne hikmetse altindag Kaymakamligina bagli Nüfus bayan mudire hanımın bütün kapıları engellilere kapatılıyordu. O arada yaşlı bir kadının güvenlik gorevlisiyle yaşadığı konuşmaya kulak misafiri oluyordum. Kadin yavrum benim okumuşluğum yok yalniz yaşıyorum yanımda bu işleri yapacak güvenebileceğim kimsem yok.  Mahallende hacmi genç yok. Deyince yaslı kadın , ortalık dolandırıcılar la dolu nasıl güveneyim. Dediğinde ben anlamam teyze kesinlikle randevu olmadan olmaz deyip , yaşlı kadını kapidan geri gönderiyordu. Bu olaya cok üzülmüştüm. Neyse ben engelliyim diyerek memurlara ulaştım. Memurlar emir kulu Şef yap derse yaparız dediler. Olay rahmetli Kemal Sunallik  filme dönüştü. Tam bir kirk sene önceki memurlarin haliydi. Bugün git yarın gel. Şef e ulasip durumu anlatmaya çalışırken hiç beni dinlemiyordu bile. Sonuçta bir şey değişmiyordu. Müdüre gittim kapi kapalıydı. Oysa müdürün kapısı vatandaşa her zaman açık olmalıydı. Olur veya olmaz herkesin derdini dinleneliydi. Sayin Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'in talimatı yokmuydu. Ben.bir vatandas olarak sosyal medyadan bırakın müdürleri valilerin kapılarının vatandaşa sonuna kadar açık tutmaları gerektiği husunu defalarca dinledim. Müdür odasının girişinde oturan sekreter hanima müdür beyle görüşecektim dediğimde sekreter bayan ben yardımıcı oluyum dedi. Ben rahatsızlığım nedeniyle konuşamıyorum zaten. Dilimin döndüğü ölçüde birde sekreter hanıma anlattım ne mümkün randevu alacaksin kardeşim ama deyip yüzünü döndürdü. Kararliydim bugün o belgeyi alacaktım..Sekreter hanima beni yetkiliye müdüre götür dedim. Demekki ataların sözleri ne kadar isabetliydi. Balık baştan kokar. Durumu.bir kezde müdüre  hanıma anlattım. Hiç incelik yoktu. Bir sakız almaya bim'e gitsen kasiyer kim olduğuna bakmaksızın her gelene hoş geldiniz diyerek karşılamıyordu. Hiyerarşik olarak dört yetkiliye derdimi anlattım. Dördüde ne var diye hitap etti. Müdüre hanım bizim dairede eşitlik var beyefendi engellilik falan ben anlamam burda kimseye ayricalik yok dediginde ama müdüre hanim seninle eşit değiliz ki, bu hastalığı ben istemedim allah verdi. Eşit olsaydik randevu yu alir gelirdim deyince hiddetlendi olmaz dedi. Son sözün bumu dedim evet dedi. Bende Sayin Cumhurbaskanimiza yazacagim deyince karıştırma cumhurbaşkanını burası benim makamım cumhurbaşkanının değil, herkes kendi makamina karissin. dediğinde bak müdüre hanım sonra size kalleşlik olmasin sorduklarında aynısını soyleyecekmisin dedigimde evet deyince yapacak bir seyin kalmadığını anlıyordum ve uzgun sekilde oradan ayrılıyordum. Tam binanın dış kapısından çıkıyordum benim kararliligimi anlamış olmaliki sekreter hanim arkam dan sesleniyordu. Tamam beyefendi gel ben yardimci olacagim diye. Israrımın sonuç verdiğini düşünerek sevinmiştim. Kimliğimi istedi. Baktı yapmamak icin bahane arıyordu. Böylece amacına ulasiyordu. Kimlikteki fotograf sana ait degil, dediğinde şaşırıyordum. Git önce kimligini değiştir sonra gel dediğinde yeise kapildim. Yemin aliyorum inanmiyordu. Tükürdüğü tükürüğü yalamamak için iyi bir bahaneydi. Kimligimi o gün değiştiremezdim. Çünkü yanımda 50-Tl param yoktu. Çaresiz evime döndüm. Ertesi gün adres bilgileri belgesini almak icin bu kezde Keçiören Kaymakamlığına gittim. Adamlar Sistemi kurmuşlar. Hes kodu kontrolünü dışarıya bir buro ayarlamışlar orada sıkıntısız yapıyorlar. Kimseye hesap vermiyorsun. Numaratörden sira aldiktan sonra oturup sirani bekliyorsun. Kisa bir muddet sonra sıram geldiğinde görevli memur hanim gayet nazik karşıladı. Kimlikteki resmime baktı. Hiç bana sormadi. Hemen daha once alinan parmak izi ile karşılaştırıp hemence belgemi bir çırpıda çıkarıp verdi.Kimligide amca senin yararina bir an once çıkarttir. Bedelini ode gel ben yardimci olurum dediginde dünyalar benim oldu. Hey gidi memleketimin güzel insanlari. Durumu siz değerlendirin. 

            Buradan bayan nüfus müdürüne sesleniyorum. O makamlardan kimler geldi kimler gecti. O koltuk kimseye baki degil. Onemli olan o makamda kırıtıp oturmak degil. Sayin Cumhurbaskanimizin dediği gibi. Gök kubbede hoş seda birakmaktir.

   09.10.2020 Ömer Dede Kılıç

YAZARLAR

  • BIST 100

    9356,04%-1,26
  • DOLAR

    38,77% 0,04
  • EURO

    44,08% 0,52
  • GRAM ALTIN

    4201,78% 1,92
  • Ç. ALTIN

    6731,05% 1,32
  • Pazartesi 20.8 ° / 11.9 ° Orta kuvvetli yağmurlu
  • Salı 20.7 ° / 8.5 ° false
  • Çarşamba 24.3 ° / 12.1 ° Güneşli

Balıkesir

26.05.2025

  • İMSAK 03:51
  • GÜNEŞ 05:39
  • ÖĞLE 13:11
  • İKİNDİ 17:06
  • AKŞAM 20:32
  • YATSI 22:12