Geçenlerde Bandırma Ticaret odası Girişimci Kadınlar ile Genç Girişimciler kurulu desteğiyle Bandırma Ticaret odası konferans salonunda düzenlenen Mümin Sekman’ in konuşmacı olduğu bir etkinliğe katıldım.
İstanbul üniversitesi Sosyoloji lisans programına devam eden bir öğrenci kimliğiyle dinleyeceğimi düşünerek ön sıralardan şöyle ortalarda rahat izleyebileceğim bir yer seçtim.
Yanımda benim gibi sosyoloji ve çocuk gelişimi uzaktan eğitim alan dostlarım vardı. Bu yaşta uzaktan eğitim de nereden çıktı konusunu başka bir yazıda anlatırım.
Mümin Sekman, Ankara Hukuk fakültesi mezunu aslında hukuk konusunda kariyer yapmayı tercih etmemiş. Öğrencilik yıllarından itibaren başarı ve başarısızlık konusunda yeterli eğitim ve destek olmadığını fark ederek bence hukukunda bulaştığı kişisel gelişim alanında çalışmalar, eğitimler almış ve deneyimlerini bizlerle otuzdan fazla kitabı ve söyleşileriyle paylaşan bir eğitmen.
Söyleşinin başlığı, Her Şey Seninle Başlar. Başlayacak olan başarı elbette , söyleşinin ilk cümlesi, buradaysanız ya başarılısınız yada başarılı olacaksın deyince salonda ağızlarda ki gülümsemelerin nasıl yayıldığını hepimiz hissettik inanın.
Ataleti Yenmek kitabında geçen inziva günlerini Bandırma’da geçirdiğini öğrenince kitaba karışmış gibiydik hepimiz.
Beni en çok etkileyen, Neden başarılı olma okulu yok ? sorusunun cevabını bulmaya çalışan hukuk öğrencisinin hayatını tamamen değiştirecek bir yola girmeye cesareti oldu.
Başarısız insan yoktur, yerini bulamamış insan vardır deyişi bence başarısızlığı kabul edenler için anahtar cümleydi.
En sevdiğin iş, en iyi yaptığın iş ve en iyi geliri sağlayacak işin ortak kümesi başarıdır, cümlesinde benim takıldığım yer Maslow’ un ihtiyaçlar piramidinde en üstte yer alan kendini tanımak, bulmak aklıma düştü.
Kişinin önce kendini tanıması, geliştirip, bulmasıyla ancak iş, yetenek, talep denkleminde başarı eşitliği sağlanabilir.
Söyleşiye dair benim sloganım, YERİNİ BUL! Pusula ayarların doğru olsun.
İnsanları başarı ve başarısızlık konusunda Saydıcılar, Rağmenciler ve Aynenciler olarak üçe ayıran Sekman özellikle rağmencilerin modunu buz kıran gemisine benzetince beni yine denizci yanımdan yakaladı doğrusu.
Kendimi yıllardır rağmenci olarak gördüğümden tam bir buz kıran balıkçı gemisisin kızım, dedim. Benim gibi tüm katılımcılarda bu üçlü grup içinde kendilerine yer buldular tabii.
Söyleşi keyifle izlendi, pek çok kişinin önlerinde defterleri not tuttuklarını gördüm. Her eğitim yeni şeyler öğrenmek, deneyimlemek için fırsat, bize bu fırsatı sağlayan Bandırma Ticaret odası Girişimci Kadınlar ve Gençler kuruluna teşekkürler.
Mümin Sekman’ ın bir sözüyle bitireyim yazımı:
Her sene daha önce yapmadığın bir şeyi dene!