Son yıllarda yapılan savaşlara baktığımızda savaş konseptinin baştan aşağı değiştiğini söyleyebiliriz. Önceleri piyadeden, tanktan, top ve tüfekten söz ederdik daha çok ama şimdi her şeyin uçak, iha, siha ve dron gibi teknolojik silaha dönüştürülerek füze ve roketler kullanılarak görmediğimiz düşmanla savaşan bir ordu hazırlığını düşünüyor devletler.
Özellikle İsrail savaş uçaklarının yüzlerce kilometre uzaklıktaki İran üzerinde nasıl harekat yaptıklarına şahit olduk. Ve ardından uzun menzilli füzeleriyle İran’nın karşı ataklarını gördük. Görünmezlik zırhı içinde havada rahat rahat dolaşan pilotların uçak bilgisayarlarını kullanarak hedefler üzerinde nasıl isabetli atışlar yaptıklarını da gelen sonuçlar üzerinden iyi anlaşıldığını söylemek isterim.
Havacılık konusunu konuşurken aklıma hep Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ümüzün bir asır önceleri o eşsiz öngörüsü olan “ İstikbal Göklerdedir” sözleri geliyor. Gerçekten de günümüz havacılık konusundaki değişim ve gelişmelere baktığımızda teknolojilerin hızla değişerek savaşların artık bir atari oyunu oynarcasına görünmezlik zırhı içinde füzelerin, dronların kullanılarak görev yapıldığını görüyoruz. Dolayısıyla bu değişime ayak uydurmanın her ülke için büyük bir zorunluluk oluğunu da artık görmemiz gerekiyor.
Örneği üç gün önce Endonezya’ya sattığımız 5. nesil KAAN uçağımıza ait kabiliyetlerinin bu manada çok değerli olduğunu söylemek isterim. Bu arada son 15 yıl içinde ülke olarak savaş elektroniği üzerinden bu yarışın içinde yer alan ve uçak, helikopter, denizaltı, harp gemisi, torpidolar gibi çeşitli kabiliyetlerdeki roket ve füze sistemlerinin yanı sıra, radar çeşitleri, karıştırıcılar, füze savunma sistemleri, İhalar, sihalar, sidalar gibi sistemlerin yapıldığı Savunma Sanayisi içinde görev alan ve sayıları yüzbinleri aşan tüm çalışanların son yıllarda ortaya koydukları çalışmaları ile büyük takdirlere, büyük övgülere layık olduklarını özellikle vurgulamak isterim.
Unutmayalım ki tüm bu önemli gelişmelerin sadece bugünler için değil Türk Ulusunun gelecekte emniyetli bir ortam içinde yaşamasını sağlayabilecek sistemler olduğunu daima hatırlayarak daha iyilerini yapabilmeyi amaç edinen gençlere, bilim insanlarına, teknik personele ihtiyacımız olacağını düşünüyorum. Bir başka açıdan da güçlü ordunun caydırıcılığının yanı sıra barış için de çok önemli bir ihtiyaç olabileceğini unutmamalıyız derim.
15 Hazıran 2025 Erhan Göçmen
