“Egoların Savaşı” başlıklı köşe yazımda, Bandırmalı emekçi kadınların, bazı kişilerin egoları nedeniyle nasıl ikiye bölündüklerini, isim de vererek yazmıştım.
Bu yazımda ise konuya demokratik seçim gerçeği açısından yaklaşmak istiyorum.
Bilindiği gibi, Bandırma Kent Konseyi seçimine iki başkan adayı katılmıştı: Dr. Murat Ergöz ve eğitimci Özel Aydın.
Seçimi Ergöz kazanırken, Yürütme Kurulu’na ise her iki listeden de üçer üye girdi.
İpek Çetinkuş, Özel Aydın’ın listesinden Yürütme Kurulu’na girerek, Kent Konseyi Başkanı Dr. Murat Ergöz ile birlikte çalışmaya başladı.
Daha sonra “Kent Konseyi Kadın Meclisi” seçimi yapıldı. Nur Hancıoğlu, diğer adayı ezici bir çoğunlukla geçerek, “Kadın Meclisi Başkanı” seçildi.
Seçimle gelen kişilerin işlerine müdahale edilmemesi gerekir ama öyle olmadı.
Yürütme Kurulu Üyesi olan İpek Çetinkuş’un, Kadın Meclisi Başkanı olan Nur Hancıoğlu’nun çalışmalarına destek vermesi gerekirken, bunun tam tersine, sanki ona bir rakipmiş gibi hareket ettiğini gördük. Yanına, Kent Konseyi’nin önceki dönem Kadın Meclisi Başkanı olan Dilek Karaaslan’ı da alarak, yeni bir kadın örgütlenmesi içine girdiğine tanık olduk.
Şu anda Bandırma Belediyesi çalışanı olan Dilek Karaaslan da zaten buna hazırdı. Her zaman, çeşitli kişilere dile getirdiği, “Bu Ritim Grubu’nu ben kurdum. Devam ettireceğim” sözüyle bölünme olayına balıklama atladı ve İpek Çetinkuş’un yanında yer aldı. Bu arada, Nur Hancıoğlu’nun girişimleri sonucu kurulan diğer bir “Ritim Grubu” da çalışmalarına başlamıştı.
Böylece, aslında Nur Hancıoğlu’nun yönetiminde yürümesi gereken emekçi kadınlar ikiye bölündü.
Karaaslan, sadece “Ritim Grubu” olayının içinde kalabilseydi, onun için fazla suçlayacak bir durum olmazdı. Eğer İpek Çetinkuş’a, “Beni, bu emekçi kadınların bölünme işine karıştırma” diyemeyince, o da bu bölünme olayının sorumlusu durumuna düştü.
Sonunda, Bandırma Belediye Başkanı Dursun Mirza, olaya el koymak zorunda kaldı ve nisan ayında gerçekleşecek “3. Bandırma Belediyesi Emekçi Kadınlar Festivali”nin, belediye personelinin gözetiminde düzenlenmesi kararını aldı.
Bu olaydan çıkarılması gereken en büyük ders şudur:
Seçimle gelen Kent Konseyi Kadın Meclis Başkanı Nur Hancıoğlu’nu serbest bırakıp, görev süresini tamamlayana kadar özgürce çalışmasını sağlayacaksınız. Bırakın, ona rakip olmayı veya böyle bir izlenim vermeyi, onun çalışmalarına destek vereceksiniz.
Demokrasi ve seçimler, yenilgiyi hazmetmeyi gerektirir. Sandık yeniden gündeme gelene kadar, seçilene saygı göstereceksiniz.
Bu kadar!