Yeni bir kitap yazıyorum. Artık sona geldim. O nedenle hummalı bir çalışma içindeyim. Heyecanlıyım da. Adı, Kesişme. Fantastik bir roman. Yakında sizlere ulaşacak.
Bu günlerde gündemde yine kadınlarımız, kızlarımız, taciz ve tecavüzler manşetlerde. Kadın cinayetleri, kız çocuklarına yapılan tacizler azalmadan devam ediyor. Birde birkaç gün önce 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününü kutladık. Ama buruk kutladık, neden?
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar günü nedeniyle her yıl yapılan, partilerin, belediyelerin, sivil toplum kuruluşlarının, kent konseyinin, kadınların ve bireysel olarak insanların katılıp, coşkuyla yürüyerek, halaylar çekerek kutladıkları bu özel günde, Bandırma’da maalesef ortadan ikiye bölündü.
Kadınların gününün kutlandığı bu önemli günde, yine bazı kadınlar törenlere katılmadı, katılmak istemedi. Hatta katılamadı! Etkinliklere gelmedi. Neden?
Çünkü bu şehirde bizler; kadın haklarını ve kadınları ikinci sınıf vatandaş statüsünde görenlere karşı çıkıp onlara savaş açarken, yazılar yazarken, kadınlar bu kez hemcinsleri tarafından yaralandılar. Baskı altında tutuldular. Yok sayıldılar. Ortadan ikiye bölündüler. Niçin bunlar yaşandı?
Bu şehirde ‘biz’ demesi gerekenler, ‘ben’ diyor. Kadınlar yine bu özel günde ‘ben’ diyenlerin gazabına uğradılar. Ayrıştırıldılar. Yok sayıldılar.
Neden 8 Mart’ta böyle oldu? Neden ayrıştırılıyor? Neden birleşilemiyor? Bir araya gelinemiyor? Birlik olunamıyor? Çünkü bu şehirde bizler ‘biz olmayı’ başaramıyoruz. Hep, ‘ben’ olmalıyım’ mottasındayız. Niçin sen?
Öncelikle kadınlar, bu şehirde bir araya gelip düşünecekler? Neden bir araya gelemiyoruz? Ayrışıyoruz. Hatta anlaşamıyoruz? Kendilerini ayrıştıranları, yine kendi içlerinde eleştirip, kadınlar için ‘ben’ değil, ‘biz’ diyenlerle yol yürüyecekler.
Şehrin iki yakasıda aynı olacak. Bir taraf gülerken, diğer tarafı ağlamayacak. Her iki yakada güllük gülistan olmalıdır. Tek çare birleşmektir. Ayrışmak değil. Peki neden böyle oluyor? Sebep?
Bugün kadınların, ezilmediği, yok sayılmadığı, eşit ve adaletli bir yapının oluşmasıdır. Bu ataerkil düzenin bizlere dayatmasıdır. Ama kadınlar kendi aralarında neden anlaşamaz? Neden bölünürler?
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününde kadınların kendi aralarında yine kadınlar tarafından bölünmesi anlamsız. Kim? Kimler bunun böyle olmasını istiyor? Neden istiyor? Ne amaçlanıyor?
Eğer kadınlar kendilerine böyle yaparsa, nasıl kendileri anlatmak için haklı olarak sokağa çıkacaklar? Bölen ve bölünenler.
Kime fayda sağlar?
O zaman?
Yapılacak bellidir.
‘Ben’ diyen değil, ‘biz’ diyenlerle yol yürümeliler.
Şehrin her iki yakasıda bugün bölünmüş.
Sadece 8 Mart’ta değil. Aynı zamanda, partilerde, sivil toplum kuruluşlarında, derneklerde ve bazı oluşumlarda da böyle. Bölünmüşlük hakim. Bizden olanlar. Olmayanlar. Oncu ya da buncu. Neden böyle?
Bu bölünmüşlüğün nedeni ve sorumlusu kimse kadınlar ve dernekler hep birlikte bunu çözmelidir. Her iki yakada güllük gülistanlık olmalıdır. Yoksa bölünmüşlük devam ettikçe, ayrışma oldukça kim kazanacaktır?
Çözüm belli.
Ben diyen mi? Biz diyen mi?
Bu ayrımcılığa siz sonlandıracaksınız.
Evet top sizde kadınlar.
Can EMRE