Recai ÇEVİK

Tarih: 03.06.2024 10:25

Sen kimsin?

Facebook Twitter Linked-in

Hikâye bu ya!

David Faster WALLACE’tan:

“İki genç balık beraberce suda yüzüyormuş. Karşıdan gelen yaşlıca bir balığa rastlamışlar. Yaşlıca balık onlara bir baş selamı vererek şöyle demiş:

“Günaydın çocuklar, su nasıl?”

Genç balıklar yürümeye devam etmişler.

Bir süre sonra biri diğerine dönüp sormuş:

“Su da neyin nesi?”

DENİZDE YAŞAYAN AMA DENİZDE YAŞADIĞINI BİLMEYEN BALIKLAR…

X             X             X

Bu David Foster WALLACE’ın bir kitabı vardır.

Adı, “İğrenç Adamlarla Kısa Görüşmeler”

İnsanın kendisini tanımasından, gerçeğin uzak, zahmetli, zor yollara düşmesinden, yorulmasından, bıkmasından söz eder.

Kendisini tanımaya soyunmayan insanların nasıl pis, ahlaksız, çıkarcı insanlarla düşüp kalktığını yazar, durur.

X             X             X

“Herkes bir şeye inanır” der Wallace.

“Yapacağınız tek şey, neye inanacağınızdır.”

Paraya taparsanız, onun öyle bir kölesi olursunuz ki, kendi bedeninize, güzelliğinize, kurnazlığınıza, acımasızlığınıza, hırsınıza taparsınız.

İnsanlığı yitirdiğinizi, insanlıktan çıktığınızı fark edemezsiniz.

Acımasızlığın, pisliğin, çamurun içinde yok olursunuz.

Zekânıza taparsınız.

Ama bir gün, bir yerde tökezleme korkusu da hep peşinizdedir.

Ne zavallı bir yaşam!

X             X             X

“Ben yaşlı balık değilim” der, Wallace.

Nerede yaşadığımı, kimlerle yaşadığımı, ne istediğini bilen, bilmeye çalışan biriyim ben.

Denizde yaşadığımı biliyorum.

X             X             X

Enis BATUR’dan bir epigramla bitireyim.

“Bir vakitler umut bağlanmış bir taydın, zaman insafsızdır.

Bir yılkıya dönüştün.

Bir zamanlardaki gibi, saray bahçesinde toynaklarıyla toprağı eşeleyen kısraktın, şimdimi?

Besbelli danışmanlık bekliyorsun.

Beyhude bekliyorsun.”

X             X             X

Bir yaşlı balık.

Bir yaşlı at.

Sen neredesin?


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —