Birkaç gün sonra İstanbul’a gelir. Aradan aylar geçer. Nadia’dan haber almak için, araya önemli kişileri sokar, ancak nafiledir. Kimse Nadia’nın izini bile bulamaz. Sonra Ankara’da Almanya konsolosluk çalışan bir arkadaşı olduğunu öğrenir. İlk trenle Ankara’ya gelir. Arkadaşının sayesinde Nadia’nın nerede olduğuna ulaşacaktır. Nadia trenden indirilip, bir toplama kampına götürülür. İşkencelerin, tecavüzlerin ardı arkası kesilmez. Nadia toplama kampında çocuğunu düşürmüştür…
Arkadaşı Nadia için, sahte vaftiz kâğıdı hazırlayıp, Dachau Nazi kampında esir tutulan Nadia’ya gönderir. Nazi subayları vaftiz kâğıdını gördükten sonra, Nadia’yı kamptan çıkartır. Nadia ilk fırsatta Ailesinin memleketi Romanya’ya gider. Arkadaşı haberi Milian’a birkaç ay sonra ulaştırır. Milian, İstanbul’dan kalkıp Romanya’ya gitse, anında tutuklanacaktır. Çünkü düşman listesinin başında ismi vardır…
Aradan aylar geçer. Adam hiçbir şey yapamamanın acısı ile yanıp, tutuşurken, kapı komşusu Romanya ile ticaret yapan iş adamı yardımına koşar. Romanya’ya hatırı sayılı insanları araya koyar ve Nadia’nın yerini buldurup, Milian’ın sağ olduğunu, İstanbul’da ikamet ettiğini söylerler. Bu haber karşısında, Nadia’nın sevinci ve yaşama azmi ikiye katlanmıştır. Nadia yapılacak tek bir şey vardır. Oda bir an önce İstanbul’a gitmenin yollarını aramaktır. Ancak, o devirde Avrupa Yahudileri bir an önce bulundukları ülkelerden çıkmanın yollarını aradığından, şartlar her kes için hayli zordur. Romanya’da ne bir tren, ne bir gemi nede başka bir ulaşım aracı maalesef ki yoktu…
İki ayın sonunda, Nadia gazetede gördüğü bir ilan ile heyecanlanır. Sözde bir seyahat gemisi turuna denk gelir. Köstence limanına demir atan gemi, iki gün sonra İstanbul’a yola çıkacaktır. Geminin adı Struma’dır. Nadia çalışmış olduğu terzi dükkânından ilişiğini keser. Aldığı parasıyla bilet alıp, geminin bir an önce demir almasını bekler. Beklediği gün gelir gemiye sahte pasaport ve vaftiz belgesi ile biner. Ancak, işler Nadia’nın beklediği gibi değildir. Gemi yolcu seyahat gemisi yerine, hayvan taşıyan yük gemisidir. Bütün yolcuların morali bozulur. Ne var ki, Romanya’dan biran önce çıkmak isteyen yolcular bunu umursamazlar. Birkaç gün sonra, gemi zaten İstanbul’a gelecektir düşüncesiyle yolcular gemiye binerler. Ve Nadia, kocasına kavuşmanın kendisinde yarattığı heyecanladır. Olumsuz şartlar gemi yolculuğu boyunca devam eder…
Hüseyin hikâyeyi derin ses tonuyla ve hüzünlü bir halde anlatmaya devam eder. Tam kız kulesinin önünden vapur geçmektedir. İlya Hüseyin’in omzundaki huzuru yakalamış olacak ki, yarım saattir hiç kıpırdamadan anlattığı hikâyeyi dinler. Hüseyin bir ara gözü İlya’ya kayınca, İlya’nın gözünden akan gözyaşlarını gördü. Sağ eliyle, güzel gözlerinden dökülen yaşları sildi. İlya “Ne olur devam et”… (Devamı var)