Murat KARAHAN

Tarih: 02.12.2024 21:04

Senin Kadar Kimse Sevmedi ki…

Facebook Twitter Linked-in

İstanbul’un yeni kapı tarafından içeri giren gemide gariplikler olduğu bellidir. Gemi İstanbul sularına girdiğinde, motorunda arıza meydana gelir. Yüzlerce insan güvertede, büyük panikle koşuşturmaktadır. 

Milian, eşi Nadia’ya birkaç saat sonra kavuşacaktır. Beşiktaş limanında geminin bir an önce yanaşması için dualar eder.  Gemi artık görünmüştür. Ancak, yük taşıma gemisi neredeyse batacaktır. Külüstür geminin buraya kadar gelmesi de aslında başka bir mucizeydi. Milian Dolmabahçe önlerinde gemiyi görür. 

Elindeki küçük dürbünle geminin güvertesine bakar, belki eşini görür diye. Ancak, polisler Struma gemisinin karantinada olduğunu ve Beşiktaş iskelesine yanaşmasının mümkün olmayacağını anons ederler…

Milian o anda güverteden beyaz mendil sallayan eşini görür. Naida’nın mahşeri kalabalıkta eşini görmesi mümkün değildir. Polisler bu geminin Panama bandıralı olduğunu ve direkt yolcular ile birlikte Filistin’e gideceğini, bu yüzden Türk kara sularında durmasının, geminin tamir edilmesinin mümkün olduğunu ısrarla dile getirirler. 

Yıllardır sürgünde bir hayatın işkencesiyle tarumar olan iki sevgilinin kavuşmasını şimdide bu şekilde engellenecektir. Gemi İstanbul boğazına tamda kız kulesinin yanına demirlemek zorunda kalır. Diplomatik süreçler devreye girer. Türk hükümeti geminin limana yanaşmasını bırakın, gemideki insanlara yardım bile etmesinin mümkün olmadığını bildirir. Geminin tamir edilmesini de yine diğer ülkeler engeller. 

Yolcuların aileleri, sevenleri günlerce geminin yasağının kalkmasını ve kavuşmaları için çalmadık kapı, feryat figan bırakmazlar. Ancak, izin çıkmaz. Gemide baş gösteren açlık, hastalık, çaresizlik hat safhadadır. Milian günler boyu, iskeleden ayrılamaz. Görevliler bırakın sahile insanları yaklaştırmayı, dere tepelerden izlemelerine bile izin vermez…(DEVAM EDECEK)


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —