Tanrıyı dinleyen yok.
Yoksa Nietzsche’nin dediği gibi “Tanrı öldü” mü?
Tanrıyı öldürdü mü insan?
Ama herkes o yasak meyveyi yemiş anlaşılan.
Tanrının yasakladığı o bilgi ağacının meyvesini.
Anlaşılan ilk isyanla birlikte cenneti beğenmeyen insan, dünya denilen yeni cennetinde cehennemi yaratmaya koyulmuş. Var olan her şeyi yok etmeye başlamış ilk adımıyla birlikte. Kimse cenneti istemiyor, aramıyor sanki. Cehenneme, cehenneme! Cehennemin kör edici, yakıcı ateşine doğru öylesine koşturuyor ki…En önde şeytan, sevinç çığlıklarıyla cehennem zebanileri ateşten davullarıyla dans ede ede oynuyorlar, peşlerinde insanlar. Cehenneme, cehenneme!
ŞEYTANIN ZAMANI
X X X
Hırs ve haset…
Kin, öfke, acımasızlık…
Cahillik, yalakalık, ahlaksızlık…
Acının ve ölümün borusunu çalıyor İsrafil…
Kabil’ler, Habil’leri öldürüyor durmadan…Kapitalizmin korkunç virüsü sarmış dünyayı…Körlük, sağırlık ve dilsizlik…Dilsiz şeytanlar…İnsan, insan olmanın erdemini çoktan yitirdi. Düşmüş o doyumsuz şeytanların peşine, yarattığı kendi cehennemine koşturuyor. Cehenneme, cehenneme…
ŞEYTANIN ZAMANI
X X X
Her kötülüğün başı sensin.
Kapitalizmin yok edici virüsüne yakalanmış insan…
Virüsü doğuran da, besleyen de, büyüten de sensin.
Tanrıyı öldürüp, kendini tanrı sanan zavallı insan!
Tanrının sana bağışladığı DÜNYA CENNETİNİ cehenneme çevirmenin aymazlığı içindesin. Yok ediyorsun. Doğayı, yani insanın kendisini, kendini…Erdemi, sevgiyi, saygıyı, aşkı, dayanışmayı…
Kendi cehennemini yaratıyorsun.
Düş şeytanın peşine ey zavallı!
ŞEYTANIN ZAMANI…