Yazıya bir deyişle başlayalım.
“Her insanın bir öyküsü vardır.
Ama her insanın bir şiiri yoktur.”
Kim demiş.
Şair Özdemir Asaf.
Bense, her insanın bir şiiri vardır, diyorum.
X X X
Şiirsiz geçen günlere acırım.
Ne kadar aç, ne kadar sığ, ne kadar anlamsız, ne kadar zavallı günlerdir onlar.
Bilirim, çok insan şiir okur, yazar da belki.
Sonra okuduğu o şiirlerden bazılarını aklında tutmak, ezberlemek ister.
Bir mektuba not düşmek için,
Birkaç cümleye metafor olmak için,
Bir sevgiliye fısıldamak için…
Şiirsiz hayat olur mu?
X X X
Elimde “Kafa” dergisi…
Şair Özdemir Asaf’ı kapak yapmış.
“Bir sevgiyi anlamak
Bir yaşam harcamaktır
Harcayacaksın…
Seni yaşayacağım, anlatılmaz
Yaşayacağım gözlerinde
Gözlerimde saklayacağım
Bir gün, tam anlatmaya
Bakacaksın,
Gözlerimi kapayacağım
Anlayacaksın…”
X X X
Olur ya, sevdiğin uzaklara düşerse ve yüreğin yangın yeri,
Gözlerin damla damla olursa, işte bu şiiri göndereceksin.
X X X
Şair Özdemir Asaf’ın bir de LAVİNİA’sı vardır ki…
Okudukça duygular karmaşasında perişan olursun.
Yazsam olmaz, okuman gerekir.
Yoksa şiire ihanet etmiş olurum.
Şairimizin bir de kara sevdası var ki, vay dayananın haline!
Der ya, en kara sevda iyiliğe ve güzelliğe duyulan sevdaymış.
Der ya, dünyayı kurtaracak olanlar şairlermiş.
X X X
Şiirin güzelliğine daldım, gittim…