2002 Kasım seçimleri sonrası tek başına iktidar olan AKP ile birlikte başlayan iktidar – muhalefet arasındaki siyasi tartışmalar ne yazık ki hiç azalmadan tersine daha da artarak toplumun birlikteliği üzerine inanılmaz olumsuz etkileri olan bir noktaya hızla gitmekte olduğunu görüyoruz. Yapılan belediye ve milletvekili seçimleri nedeniyle televizyonlar, gazeteler ve haber portallarında başlayan hararetli siyasal tartışmaların zaman içinde eş, dost ve arkadaşlıklar arasında da yer almasıyla bu kez sosyal ilişkilerin bozulmasına sebebiyet verdiğini görüyoruz.
Ne yazık ki bu akıl dışı tartışmaların zaman içinde güncel yaşam içindeki sosyal ve ekonomik dinamikleri de etkilemeye başladığını ve başta sanatçılarımız olmak üzere toplumun bir şekilde önünde bulunan değerli insanlarımızın maddi ve manevi zararlar görmeye başladığı da bir gerçek..
Geçenlerde bir televizyon programını izlerken bir konuşmacının siyasi tartışmaların seçimler sonrası 7/ 24 devam ettirilmesinin faydası olmadığını, bu durumun devam ettirilmesinin toplumun geleceği noktasında moral ve motivasyonunu olumsuz etkilediğini söylüyordu.
Bakınız geçtiğimiz aylarda Nobel ödüllü bilim insanımız Sayın Aziz Sancar’ın bir üniversitede gençlere yaptığı konuşmasında, günlük politika ve dedikodularla uğraşmayın, bilim öğrenmeye çalışın, işinize odaklanın tavsiyesinin de çok yerinde ve de çok gerekli bir tavsiye olarak devamlı olarak hatırlanması gerektiğini düşünüyorum.
Yine bu konu hakkında düşünürken aklıma ünlü bir yapımcının sözleri geldi. Siyasetin veya siyasilerin arkasından gidebiliriz, bunlar olacak şeylerdir ama unutmayalım ki hayatın bir sosyal çerçevesi var ve uygar bir yaşam içinde bu çerçeve içindeki bireyler kendilerini geleceğe taşıyabilecek veya topluma yön verebilecek insanları ararken siyaseten değil onları sosyal alanda EVRENSEL DOĞRULAR ÜZERİNDE yürüyen, AHLAKLI VE ÜRETEN bireyler kavramı üzerinden değerlendirmemiz gerektiğini söylüyordu.
Sonuç olarak seçimler bittikten sonra siyasi kurumlar, siyasetçiler işini yapmalı, bireylerde kendiişlerine dönerek bulundukları kulvarlar içinde bilimi takip ederek, çalışarak ve de üreterek topluma katkılar verebilmelidirler. Özellikle Sayın Sancar’ın dikkat çektiği gibi öğrencilerimiz ise derslerine dönmeli, bilim içinde yürüyerek topluma örnek olabilecek çalışmalar içinde olmalılar diyorum.
Özetle söylersem eğer siyaseten ayrışmaya uğramadan sosyal olarak kaynaşıp, birlik ve beraberlik içinde çağdaş bir gelecek için hayatımıza yön vermenin daha doğru olabileceğini düşünüyorum.