Hiç uzun uzun anlatmaya gerek yok. Zaten kimse başına bir bela gelmeden anlamak istemiyor! Düşünce şu; “Bana ne yahu? Zaten bana bir şey olmaz, bulaşmayayım!”
Bu düşünce çok yanlıştır. Siz siyasetle ilgilenmezseniz, siyaset sizinle mutlaka ilgilenir. Gelir sizi sofranızda bulur, işinizde bulur, özgürlüğünüzde bulur, isterseniz TÜSİAD Başkanı olun, gelir sizi bulur ve sizi çok üzer!
İlgilenmek, aktif siyasete girmek demek değildir. Ama olayları takip etmek, seçtiklerinizi denetlemek, yanlış bulduğunuza itiraz etmek “Yapamazsınız” demek, haklarını ve sorumluluklarını bilen özgür bireyler olmaktır…
Sizin seçtikleriniz, kimseye ve özellikle size hakaret edemezler, size karşı Anayasaya ve yasaların izin vermediği şekilde asla davranamazlar. Devlet erkini kullanıp, size zulüm yapamazlar!
Erdoğan TÜSİAD’A ne dedi; “Türkiye sizin mülkünüz değildir!”
Doğru da, Erdoğan’ın da mülkü değildir.
Peki bugün, nasıl oluyor da Anayasa rafa kaldırılmış, Yargı iktidarın kölesi olmuş, İktidar devlet gücünü “SOPA” olarak kendisini seçenlere karşı kullanıyor? Bu soruya, bizi yönetenleri doğru olarak irdeleyerek yanıt vermeğe çalışalım!
Bugün Türkiye Cumhuriyeti Devletinde, istedikleri her şeyi yapacak güçte
ÜÇ KİŞİ var. Bu kişiler ne durumda, beraberce bakalım mı?
AKP Genel Başkanı Erdoğan;
Üçüncü kez seçilmesi, tam bir Anayasa İhlal suçudur. YSK bu suçun ortağıdır. Eğitimi çok sığdır. İki defa “Kolon Kanseri” operasyonu geçirmiştir.
Epilepsi Hastasıdır. Yasaya göre Polis-Şoför-İtfaiyeci olamaz. Vücut sağlığı ve Ruh sağlığı bozuktur. TÜSİAD Yöneticileri için söylediği “İş Adamı Derneği iseniz, iş adamı derneği gibi çalışın, başka işe karışmayın” cümlesini gelişmiş demokrasiye sahip bir ülkenin bir siyasetçisine gösterseniz, “Bu adamı derhal uzaklaştırın, bu kişi kesinlikle demokrat değildir, Heyet Raporuna bile gerek yok, der!
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli;
Doktorların, kesinlikle yerinden kalkmamasını, evinden çıkmamasını ısrarla önerdikleri bir hasta. Artık sağlıklı düşünmesi mümkün olmayan, DEM-Öcalan dostu. Ömür boyu bir kez olsun uluslararası bir toplantıya katılmamış garip bir “Organize Suç Liderlerinin” kankası…
HÜDA-PAR Genel Başkanı Yapıcıoğlu;
Cumhuriyet ve Atatürk Düşmanı, Hizbullah Terör Örgütünün Türkiye Başkanı. Tam bir cihatçı. Türk Devletinin Diyarbakır Emniyet Müdürü ve Beş Koruma Polisini şehit eden, yüzlerce insanı enselerinden tek kurşunla öldüren, “Domuz Bağı denen vahşet ile cinayetler işleyen yapının Avukatı!
Bu üç siyasetçiyi incelersek şunu görürüz;
Devlet Bahçeli, artık YOK. Erdoğan rahatsız ve demokrat değil, İhvancı!
Hizbullahçı Yapıcıoğlu tam bir Arap-Kürt Şeriatçısı.
Bunlardan, çağdaş-medeni-demokrat-Cumhuriyetçi- Ulus Devlet ve Üniter yapı çıkmaz…
Dillerine yapışmış bir kelime vardır; VESAYET!
Demokratik rejimin olmazsa olmazı “KUVVETLER AYRILIĞI” bunlara gelince adı aniden vesayet olur!
Türk Ordusunun, demokratik yapısından ve ülke bütünlüğünden yana tavır koyması, bunlara göre vesayettir.
Kamu İhale Kurumu, hırsızlığı önlediği için, o da Vesayetçidir.
Maliye Bakanlığı “Hesap Uzmanları Kurulu” ve Teftiş Kurulları, soygunu önleyerek devleti-milleti korudukları için Vesayetçidir.
DPT, projeleri inceleyip israfı ve lüzumsuz yatırımları engellediği için Vesayettir! Tıpkı Hıfzısıhha Enstitüsü gibi!
Türk Milletinin başındaki tüm belalardan kurtulması için öncelikli ve ivedi olarak yapması gereken tek eylem, AKP-MHP-HÜDA PAR çetesinden demokratik yolla kurtulmaktır. Ya bunu başaracağız, ya da Türkiye’yi İsrail ve ABD elemanları batırmaya devam edecek…
Sağlık ve başarı dileklerimle 21 Şubat 2025
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Kurucu Genel Başkanı