Türkiye İki gündür yasta, acımız çok büyük, terörle mücadelede 12 evladımızı kaybettik, şehit verdik. Türkiye 30-40 yıldır terörle mücadele ediyor.
Başta PKK olmak üzere, THKPC, DEAŞ, PYD ve son dönemde FETO ve diğer terör örgütleri. Etrafımız ateş çemberi, Kuzey Irak, Kuzey Suriye diğer taraftan, Ermenistan -Azerbaycan, Şimdi Gazze Hamas-İsrail savaşı, Diğer yandan Rusya, Ukrayna savaşı etrafımız ateş çemberi gerçekten.
PKK Kuzey Irak’ta Kandil Dağı ve etrafında varlığını sürdüren ve Türkiye’de de Doğu ve Güneydoğu bölgemiz olmak üzere asker, polis ve öğretmenlerimizi şehit eden, okul yakan, sivil halkı katleden eylemleriyle Türkiye’nin anayasal düzenine karşı bir tehdit olarak Türkiye dahilinde bitme noktasına getirildi ise de Kuzey Irak’taki varlığı ile sürekli Türkiye için bir tehdit olarak varlığını sürdürdü. Son olarak da ne yazık ki 23 ve 24 Aralık tarihlerinde 12 kahraman askerimizi kaybettik.
Tabi terörle mücadelede Türkiye çok güçlü ve yetenekli askeri, güvenlik, emniyet, istihbarat gücüne sahip hiç kuşkusuz Terörle mücadele devam edecek, biliyoruz ki PKK, PYD ve IŞID vs gibi terör odaklarını Ortadoğu’daki petrol, doğal gaz ve enerji, diğer doğal kaynakları sömürmek için bu hain şer odaklarını dün olduğu gibi bugün de emperyalizmin tetikçisi olarak kullanmaya devam edeceklerdir.
40 yıldır devam eden ve on binlerce insanımızın hayatına mal olan ve 600-700 milyar dolar ekonomik kaybımıza neden olan PKK ve diğer terör odaklarını artık tamamen bitirmek ve ülkemizde evlatlarımızın özgürlük ve barış içinde yaşayacağı bir barış Türkiye’sini yaratmalıyız
Bu çok yönlü sosyal, siyasal, ekonomik ve askeri değerlendirmeleri gerektiren bir durum olmakla birlikte, Siyasetin ve bütün siyasal partilerin görevidir bu hiç kimse kimseyi suçlamadan bütün siyasi partilerimizin durması gereken ortak bir yer olmalıdır.
1-Terör bir insanlık suçudur,
2- Dünyanın hiçbir demokratik devletinde silah ve şiddet bir hak arama aracı olamaz,
3-PKK on yıllardır silah ve şiddet kullanan bir terör örgütüdür.
4-Silah ve şiddeti reddeden barışçıl siyaset amasız fakatsız savunulmalıdır.
Bu hukuki bir durum tespitidir.
Bu ilkeleri kabul etmeyen partilere gereken mesafe kesin olarak konulmalıdır.
Yıllardır Kürt sorunu, güneydoğu sorunu, terör sorunu adını ne koyarsak koyalım Kürt kimliği üzerinden siyaset yapan ve bölge halkının desteğini alan Daha sonra kapatılan HEP'in yerini sırasıyla ÖZEP, ÖZDEP, DEP, HADEP, DEHAP, ÖTP, DTP ve BDP almıştır, HADEP, DEP şimdi de DEM partilerinin temel sorunu çelişkisi budur. Silah ve şiddeti hak aramada açık ve kesin bir dille reddetmek.
Terörün bir insanlık suçu olduğunu kabul ederek PKK’yı da bu bağlamda reddetmek burada Silah ve şiddeti reddeden barışçıl ve hukuki mücadeleyi öne çıkaran Kürt siyasetçilerin olduğunu da ifade etmek hatta düşüncelerine katılmasak bile bu yönüyle demokrasi adına o hareket içerisinde desteklenmesi de gerekir.
Ancak her terör eylemi sonrasında gündem olan Terör sorunu çözümü buradan başlar. Önce AİHS ve BMİHS yer alan uygar dünyanın kabul ettiği kayıtsız şartsız insanların barış içinde yaşamalarını ilk şartı YAŞAM hakkını savunacağız.
Meşru ve demokratik hatta buluşmak, temel insan hak ve özgürlüklerini konuşmak, halkımızın gerçek sorunlarına odaklanmak, yoksulluk, işsizlik yasakları yok etmek, emeklinin, emekçinin, memurun, köylünün gençlerin sorunlarını çözmek. Zira faşizm, Tekelci vahşi kapitalizm ezerken işçiyi, memuru, öğretmeni, köylüyü, Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Alevi, Sünni vs diye ayırmaz.
Onun için sömürü esastır.
AKP 21 yıllık iktidarını hatta son Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bile siyasetini terör, PKK, güvenlik terör destekçisi vs gibi güvenlik politikalarına dayandırmıştır.
Tarihimizin en büyük yoksulluk, yolsuzluk, enflasyon, pahalılık korku ve baskı sonunda da tarihin en büyük acısını yaşadığımız ve bizi ulusça acıyla sarsan depreme rağmen seçimler sırf halkta yaratılan Güvenlik ve güvensizlik kaygısı nedeniyle seçimler kaybedilmiştir. Esasında 21 yıllık baskıcı, gerici tek adamcı iktidarın karşısında halkçı bir iktidar seçeneği koyamamamızın önündeki en büyük engel halkta bir güven duygusu yaratamamış olmaktır. Hukuk devleti ve yargı bağımsızlığını, basın özgürlüğünü ve adaleti ülkemizde koşulsuz kuracağız, kurmalıyız.
Şunu açık ve net koyalım CHP ‘si Kurtuluş ve Kuruluşun partisidir, Cumhuriyet ‘imizin temellerini atan, çağdaş sosyal demokrat değerleri, anayasamızın ilk dört maddesinde vücut bulan ilkeleri savunan, ilkeleri Altıok ile billurlaşan devrimin ve direnişin partisidir. PKK’ya özgürlük hareketi, Cumhuriyete 100 yıllık yıkım projesi, Kandildeki teröristlere selam gönderen, zihniyetle asla yan yana olamaz, olmamalıdır. Bu algının yerel seçimlere giderken yeniden PKK, DEM vs üzerinden oluşturulacağı açıktır.
Yerel seçimlerde CHP olarak biz tabi ki yukarda sayılan değerlere bağlı her yurttaşımızın ayrım gözetmeksizin her yerde bizim sol sosyal demokrat değerlerimiz, emekçi ve halkçı politikalarımız için herkesin desteğini ve oyunu isteriz. Ancak Bu algının oluşmasına hiçbir olgu ile de müsaade edilmemelidir. Bunun dışında barışçıl ve meşru siyaseti savunan, teröre bakışı bizimle örtüşen, ekonomik ve demokratik haklar temelinde her türlü sorunun siyasal çözümünde hiçbir etnik ayrım gözetmeksizin el ele kol kola yol yürünmelidir, En geniş Demokratik cephe oluşturulmalıdır. Zira genel iktidarın gücünü yerel yönetimlerdeki iktidarımız ile dengeleyip, demokrasimizi güçlendirip, Halkçı ve emekçi projeleri hayata geçirebiliriz. Başarmalıyız, Başaracağız. 24.12.2023.
Av. Namık HAVUTÇA 24, 25, 26. CHP Balıkesir MİLLETVEKİLİ