Rifat Serdaroğlu (SERDARCA)

Tarih: 02.06.2015 09:30

TIR/TIR/TIIIRRTT (2)

Facebook Twitter Linked-in

Bademler, Türk Siyasetinin iki ana damarından biri olan Demokrat Partiyi ve Başbakan Adnan Menderes'i sürekli olarak sahiplendiklerini söylerler!
Menderes ve iki Bakanının Yassıada da kurulan darbe Mahkemesi tarafından suçsuz yere ve vahşice asılmaları olayını ise hep istismar ederler.
Fakat DP' nin Kurucusu ve Cumhurbaşkanı, Kurtuluş Savaşımızın Galip Hoca ”sı Celal Bayar' ın adını hiç anmazlar ve ondan nefret ederler…

Eyy Badem, anladık sen kendini DP ve Menderes'ten yana sayıyorsun ama bakalım DP ve Menderes senden yana mı?
Dünya görüşünüz, Türkiye'ye ve dünyaya bakışınız, İslam Dini ve Lâiklik hakkındaki görüşleriniz, Atatürk ve Devrimleri hakkındaki düşünceleriniz, Siyaset anlayışınız, Para-Servet-Güç hakkındaki tutumlarınız benzer mi, yoksa bu konularda aranızda Kuzey ve Güney kutupları arasındaki kadar fark var mı?

Adnan Menderes kimdir?
-Menderes, gençliğini doya-doya yaşamış entelektüel biri idi.
-Menderes, İzmir Amerikan Kolejinden ve Ankara Hukuk Fakültesinden mezun olmuş çağdaş bir Türk aydını idi.
-Menderes, Kurtuluş Savaşımıza katılmış, İstiklal Madalyası” almış ve Büyük Atatürk'ün takdirini kazanmış biri idi.
-Menderes, Başbakan olduğunda dededen kalan 33.000 dekar araziye sahipti. İdam edildiğinde sadece 3.000 dekar arazisi kalmıştı. Arazilerinin büyük bir kısmını ya satmış, ya da topraksız köylüye dağıtmıştı. Yani Menderes, siyaset yapıp çift-çubuk, han-hamam sahibi olmamış, aksine çiftlik satarak
siyaset yapmıştı.
-Menderes'in çok iyi eğitimli üç oğlu vardı. Hiçbirinin devletle iş yapmasına izin vermedi. Çocukları ve Muhterem eşi, örnek ve saygın insanlar olarak yaşadılar.
-Menderes, hiçbir zaman İslam Devleti” kurmak gibi bir hayale kapılmadı.

Menderes'in yönetim şekli ve siyaset anlayışı elbette ki eleştirilebilir. Geçmişe yönelik bu tarz eleştirmeleri, zamanın siyasetçileri zorlayan şartlarını, ülkenin o anki sıkıntılarını, ülkenin olanaklarını ve dünyadaki gelişmeleri inceleyerek yapmak gerekir.
Fakat hiçbir gerekçe, darbelere haklılık kazandırmaz ve hiç ama hiçbir gerekçe, siyasetçilerin asılarak cezalandırılmalarına yol açmaz, açmamalıdır…

Devam edelim;
-HIRSIZ kelimesi geçtiğinde, kimse bu kelimeyi Menderes ile bağdaştıramaz.
-Hiç kimse; Menderes eskiden kaçak gecekonduda otururdu, siyasete girdi köşe oldu, diyemez.
-Hiç kimse Menderes'in çocukları, babalarının nüfuzunu kullanıp, haksız servet elde ettiler diyemez.
-Hiç kimse, Menderes için, müteahhitlerden para toplayıp gazete satın aldı diyemez.
-Hiç kimse Menderes için, yurtdışı bankalarında 8 gizli hesabı var diyemez.
-Hiç kimse Menderes, haram yedi ve çocuklarına haram yedirdi diyemez.
-Hiç kimse Menderes'in Bakanlarının, para karşılığında kendilerini satıp, çoluk çocuğun önüne yattığını söyleyemez.
-Hiç kimse Menderes için, çocuklarıyla birlikte avanta paraları sıfırladı diyemez.
-Hiç kimse Menderes için, sabah söylediğini, akşam inkâr edecek kadar yalancıdır diyemez.
-Hiç kimse Menderes için, ülkesinin bütünlüğünü tehlikeye atacak uygulamalarda bulundu diyemez.

Kimin için mi derler?
Ne bileyim ben yahu? Onu da siz 7 Haziran' da siz bulun ve gereğini yapın, lütfen gari…

Not; Cumhur'un Başı, Can Dündar için; Bu haberi yapan kişi, bunun bedelini AĞIR ÖDEYECEK. Öyle bırakmam onu” dedi.
Bu sözlerin söylendiği andan itibaren Can Dündar'ın başına gelecek her türlü belanın tek sorumlusu Cumhur'un Başı 'dır. Tarihe not düşün.
TUT TAYYİP TUT, CAN'I TUT.” Aman bırakma, sıkı sımsıkı tut…

Sağlık ve başarı dileklerimle 02 Haziran 2015
Rifat Serdaroğlu


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —