Bu gün hangi açıdan bakarsak bakalım ülke olarak başta ekonomi olmak üzere siyası ve spor gibi sosyal alanlarda ciddi sıkıntılar yaşadığımızı görüyoruz. Bu manada yapılan tartışma ve yorumlara baktığımızda herkesin kendisine göre düşünce ve önerileri olduğunu da iyi biliyoruz ama ne yazık ki yapılan eleştiri ve görüşlerde uzlaşı aramaktan daha çok karşılıklı suçlamalara dönük, ayrışmayı pompalayan ciddi olumsuzluklar içeren tartışmalara tanık olduğumuzu ve de olmaya devam ettiğimizi söylemek isterim.
Tamam, fikirler ve yorumlar önemli, konuşulmalı ve de tartışılmalı ama ülke olarak geleceğimizin de düşünülmesini ve hatta bunun her şeyden de önemli olduğu hususunun artık eğitim ortamlarında da sıkça paylaşarak uzlaşı alanlarımızı tahkim etmemiz gerektiğini düşünüyorum.
Bu manada geleceğimizden söz ederken sadece içerdeki sorunların ciddiyetini değil dışardan ülkemize dönük oluşabilecek sert rüzğarlarında farkında olarak bir vatandaşlık sorumluğunda gerekli önlemlerin alınmasına destek olmayı mutlaka ama mutlaka hayata geçirmeliyiz diyorum.
Bakınız bugün hemen Kuzeyimizde bir Ukrayna- Rusya savaşı var ve hala devam ediyor. Güneyimizde ise Filistin- İsrail savaşı acımasız bir şekilde devam ediyor. Ve yine en fazla zararı bize dokunan Suriye ve Irak üzerinde devam eden plan ve programların ise nereye doğru gideceğini sadece bizlerin değil dünyanın bile bildiğini düşünmüyorum ben artık. Dolayısıyla başımıza bir bela sararlarsa elbette birlikte karşı koyacağımızı tarihimizden biliyor ve inanıyorum ama benim derdim, sorunların daha başımıza bela olmadan birlikte karşı koymamızın çok daha önemli olduğunu söylemek isterim.
Belki çok zor olacak ama ülkemize ait içerde ve dışarıda çok fazla olan sorunların çözümünü ben sadece iktidar partilerince değil muhalefet kanadının da bu çözümlere katkı yapması gerektiğini düşünenlerden birisiyim.
Unutmayalım ki hayat her zaman için devam ediyor. Çoluk çocuğumuz derken gelecek nesillerimize iyi, yaşanabilir, refah içinde bir Türkiye bırakmak istiyorsak eğer, bunu gerçekten istiyorsak mutlaka toplumsal sorumluluklarımızdan kaçmadan, gerektiğinde elimizi taş veya taşların altına koyarak umut dolu bir düzeni el birliği ile sağlamamız gerektiğine inanıyorum.
Örneğin siyasi koltuk arayışlarımızı bir yana bırakarak belediyelerimize, devletimize, kurumlarımıza ve toplumumuza karşı görevlerimiz konusunda kendimizi ne kadar sorguluyoruz acaba? Bu sorunun cevabını mutlaka vermeliyiz diyorum. Ben burada sadece günlük zorunlu mesai saatlerini doldurmaktan söz etmiyorum, özveriyle çalışmaktan söz ediyorum. Örneğin bu gün sağlıkta, eğitimde, ticari faaliyetlerimiz ve diğer çalışma alanlarında görev yaparken vatan, millet adına en iyisini vermeyi ne kadar düşünüyoruz acaba?
Sonuç olarak bu güzel vatanımızın kıymetini iyi bilelim. Unutmayalım ki bu vatanı kurtaran ve kuran Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları ile vatan için canını veren aziz Aziz şehitlerimize çok borçlarımız olduğunu ve bunun için daima çok çalışma ile ayakta kaldığımızı her zaman düşünmemiz gerektiğine inanıyorum.
29 Mayıs 2024 Erhan Göçmen
