Onu aradı gözüm.
O istavroz çıkardığım şahane kadını.
Bir kez gördüm.
Çay bahçesinde yalnız.
Sarışın.
Mavi gözlü.
Hüzünlü.
O da gitti herhalde.
Bir daha göremedim.
Erdek şimdi daha da yalnız.
Yalnız bir rıhtım.
Yaşlı, terk edilmiş bir sandal.
Bir de zavallı ben.
X X X
Oldum olası bu eylülü sevmem.
Sessizlik.
Terk edilmişlik.
Ölü sararmış doğa.
Kaybolan kuş sesleri.
Terk edilen yaşlı insanlar.
Sessizlik.
Ölüm dolaşıp duruyor sanki aramızda.
Her gün selalar.
Sevmiyorum şu eylülü.
Kaçıp gitmeliyim buradan.
Kaçıp gitmeliyim.
X X X
Geçmişi sevmiyorum.
Geçmişi konuşmayı hiç sevmiyorum.
Bırak külle uğraşmayı.
Orada ateş bulamazsın.
Bana şimdiyi anlat.
Ben şimdiyi yaşıyorum.
Gerici, zavallı geçmişte yaşar, devrimci şimdide.
Çekil önümden!
X X X
Dedesiyle, babasıyla övünene acırım.
Ne zavallı!
Bugünü ve yarını kurgulayan yaşam ateşini bilincinde ve yüreğinde taşıyan büyük insana saygı duyarım.
MERHABA
BÜYÜK İNSAN!