Bu kentin
Eylülü yorgun
Her şey
Ve herkes sanki
Siestada
Yorgunluk
Terk edilmiş ilk
Yazın o deli
Kalabalıklığı
Gürültü patırtı
Bir deli yağmurla
Bitiverdi
Eylül yorgunluğu…
Yağmur
Zeytin bereketin
Muştusunu getirdi
X X X
İstavrit
Deyince
İstavrit deyince
Rakı geliyor
Aklıma
X X X
Ben
Zaten cennette
Yaşıyorum
Erdek’te
X X X
Şu Erdek’e
Geldim mi
-Her seferinde
Oh be, cennete geldim, derim
X X X
Kumsalda…
Bir yanımda bir sarışın afet, öbür yanımda deli kumral
Böyle de yatılmaz ki…
Ah ulan ihtiyarlık…
X X X
En güzel güneş hani şu yağmur sonrası kalan birkaç Bulut’un arasından pişik yapan güneştir.
Bayılıyorum.
X X X
Yazmak benim için bir sevgi işi
Doğayı seviyorum.
İstiyorum ki bu sevgi ateşi herkesi sarsın, sarmalasın.
Yazıyorum işte,
Sevgiyle
X X X
Bilinir.
Bir denizde karabatak varsa orada balık vardır.
Bilinmez.
Karabatak suya dalar. Nereden çıkacağı belli değildir.
Bekle, öğrenirsin.
X X X
Şu güzel halkım var ya…
Yalana inanır.
Ben doğrucu Davut’a inanmaz.
Olsun.
Bana inanıncaya kadar ben de inadımdan vazgeçmem.
Kazanacağım.
BİR GÜN MUTLAKA…