FAZİLET KIRTAY (POSTALLI DENİZ KIZI)

Tarih: 30.05.2023 23:37

YAMUK ÇATAL

Facebook Twitter Linked-in

   Yemek masasında bir eksik var mı diye bakarken bir yandan da gözü saate takılıp yüreği pır pır ediyordu. Babası titiz, dakik ve eksiklere tahammülü olmayan asker disiplinini evine taşımış bir adamdı. İş kıyafetlerine sinmiş keskin mazot ve benzin karışımı koku onunla birlikte eve gelir tüm eşyalara sinerdi.

     Boyu mutfak tezgâhına yetişmediği için yemek hazırlarken mutfakta bir sandalye olur gerektikçe üstüne hoplayıp raflardan kimi tabak, kimi tencere kimi zaman baharat alırdı. İlk yaptığı yemek mercimek çorbasıydı. İçindeki taşlardan arındırmak için dakikalarca uğraşmış nerdeyse her mercimek tanesini 'taş olabilir mi' kaygısıyla tek tek elle misti. Tabi bu dakikalar süren uğraş anneannesinin otoriter sesindeki uyarı cümlesiyle son bulmuş nihayetinde diğer aşamalara geçilip nefis mercimek çorbasına dönüşmüştü. 

   Gururla içilmişti o ilk el emeği çorba. Yemek pişirmek, sofra hazırlamak neyse de şu YAMUK ÇATAL yok mu? Hep ona düşerdi sofra düzeninde. 

   Bazen hile yapar usulca el çabukluğuyla yerini değiştiriverirdi çatalın ama ne hikmetse ya kapı çalar komşu gelir ya da sofraya konmayı unutulmuş tuzluğu almaya mutfağa gider sofraya döndüğünde yine payına yamuk çatal kalırdı. Offf yaaa!! Bıktım bu yamuk çataldan..

    Annesi her yaz yaptığı sebze konservesi kavanozunu açarken dört dişinden biri yamulmuş babası pense ile düzeltse bile eskisi gibi olamamıştı çatal artık. Eskinin ve sahip olunanların değerli olduğu yıllardı o çatal yamuk olsa bile çöpe atılamazdı. 

    Annesinin yaşlarına geldiğinde kendi evinde hiç yamuk çatal tutmayacaktı kendi kendine söz verdi yine yamuk çatalınla aldığı lokmayı ağzına atarken. 

     Yıllar geçmişti annesinin yaşındaydı artık. Evinde yamuk çatal olmamıştı doğruydu ama iki yamuk evlilikle kendi yamulmuştu artık. Annesinin bakıma ihtiyacı olduğu için onun evine yerleşmişti. Her eşya ayrı bir hikâyeydi çocukluktan. Çekmeceyi açtığında YAMUK ÇATAL'ı görünce şaşırmıştı annesi atmaya kıyamamıştı demek.

    Bu kez kendi eliyle koydu sofraya tabağının yanına özenle. Kararlıydı bu son veda olacaktı. Son yemek. Çatalı eline aldığında tüm yamukları eline almıştı sanki Sımsıkı tuttu. Yemeği bitene dek bırakmadı parmakları çatalı. Sanki yamuk çataldan kurtulsa her şeyden kurtulacaktı. Annesinin sesiyle kendine geldi. Susamıştı bir bardak su istiyordu. Suyu doldurdu. Annesinin odasına gidip geldi eli yamuk çatala uzandı. Usulca dudaklarında muzip bir gülümsemeyle çöpe attı. 

   Tüm yamuklar çöpteydi. Yetmedi çöp torbasını kapının önüne koydu. Oda yetmedi bir kat aşağıya inip kendi elleriyle çöp bidonuna attı çöp poşetini. 

   Şimdi olmuştu. 

  “Artık çöpçüler düşünsün” dedi. 

  Yamuk çatal onların payıydı.

  F.K.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —