Öyle bir ülke düşününki her ayın başında az veya çok aldığı maaş ile 30 gün hesabı yapan insanlarla dolu… Birçok kimse bu grubu tuzu kuru olarak düşünse de harcama dünyasında ipin ucunu kaçıran sistem bu kategorideki insanların ya ek bir iş, ya da aileden gelen katkılarla yaşadıklarını biliyoruz.
Tabi bunlar o ülkenin geçim standardı altında maaş alanlar için geçerli, Birde günlük, aylık, yıllık, harman veresiye, veripte alamayanlara, kiraya, stopaja, elektrik, su, vergi vs. saymaya kalkarsak 30-40 kalem gidere karşı mücadele hırsını kaybetmeyen küçük esnaf kitlemiz…
Biliyoruz ki, bu kimseler önce Esnaf sanatkârlar Kredi kefalet kooperatifi, ardından eş-dost, ardından bankalar gibi birçok noktadan kullandıkları kredi ile günü kurtarmak derdi ile Robin Hood tekniği mücadele vermekle kalmayıp, akşam geldikleri evlerinde yorgunluklarını atma olanağı bulamıyor.
İşte bu kimselerin aş-iş kaygısı elbette bu kadarla kalmıyor, çeşitli kurum ve kuruluşlardan almak zorunda kaldıkları işletme ruhsatlarına ödedikleri paralar, geçirdikleri denetim stresleri ömür denilen yaşamdan damla damla çalınan hayatlar.
Çok daha örnekler gösterebiliriz bu konuda, ama bizim anlatmak istediğimiz bir süre önce şahit olduğumuz Erdek Belediyesinin bazı esnaflar üzerinde uygulamaya koyduğu baskıcı yöntem.
Bunlardan ilki Cuğra’da istenilen prosedürlerin yerine getirerek 40 gün önce işletmeye açılan Hilal Cafe’nin ruhsatının iptal edilme istemi.
Erdek zabıtasının bu anlamda uygulamaya koyduğu mühürleme istemi bölge idare mahkemesi tarafından uygunsuz bulunarak Belediye’nin Belediye olarak değil, “BELEDİ’YE” olarak kurumsal hafıza kaybı yoksunu olduğunu gösterdi. Tam bu konuyu olası iş kazası olarak düşünmek isterken 2. Bomba Ocaklar’dan geldi.
Ocaklar “Işık Beach-Cafe-Camping” konusunu ayrıntılı olarak yazdım ve köşeme de taşıdım. Yanlışın altını çizdim. Ama bazen haklıda olsan yazılanları anlamayanların uygulamaya koydukları yetki hamamda şarkı dinlemekten öte geçmiyor.
Bizimde öyle oldu…
Narlı’dan gelirken tanık olduğumuz 3 Zabıta memurunun IŞIK BEACH-CAFE yi mühürleme çabasını uygunsuzluk ve devlete-millete vergi ödemek için gecesini-gündüzüne katan insanlara bunun reva olmadığını anlattık…
Hamam sıcak, ses ekomuz yüksek ne anlatmak istediğimiz anlaşılmadı!...
Elindeki İp-Mum ve kapatma kararını taşıyan küçük parça’da olası mührün sökülmesi-kopartılması halinde işletmenin yüküm ve sorumlulukları yazıyordu.
Allahın dağı başında küçük etikette nerede ise bir tek “Seni asarız.” Yazmıyordu.
Bir yerel yönetim adına utanılacak davranış, Büyük bir görev aşkı ile tamamlandı görmedik ama, belki zaman zamanda gizli ziyaret ve erkete kontroller ile mührün sökülüp, sökülmediği kontrol edildiğini düşünmüyor değilim.
Garip esnaf tüm bu süreçte soğukkanlılığını muhafaza etti, hakkında verilen fermanı “İlahi adalete” havale ederken birde bu ülkenin kanunu-adaleti ile mevzuya müdahil etti.
Tatil ve turizm’in beşiği olup, ilk ve şaşalı yıllarda zeytin bahçelerine bar-büfe-disco-kamping ruhsatı verilerek küçük esnafın sofrasına katık eklemek isteyen düşünce ile bugün kan doğramak isteyen sisteme yine kanun-adalet “DUR?” dedi.
Bölge idare mahkemesi önce Ocaklar Belediyesi, ardından Erdek belediyesi tarafından yenilenen işletme ruhsatının iptaline ilişkin belediye kararına “DUR?” dedi.
Yanlıştan dönmenin erdemlik olduğunu söyledik, olmadı…
Yukarıdakilerin söylemleri ile sizin uygulamalarınız örtüşmüyor dedik!... Olmadı…
Kamyonlar büyüdü, yükler tahdidi aştı… Yollar yol olalı böyle zulüm görmedi…
Yeni bir traji komik konuda görüşmek üzere hoşçakalın…