Hiç kimse yaptıklarımız, yapacaklarımızın teminatıdır demesin. Yapılanların hepsi yap işlet modeli ile yapıldı. Birde garanti verildi. Geçmediğimiz köprünün parasını veriyoruz. Boğaza ilk asma köprüyü Rahmetli Süleyman Demirel yaptı. Mekânın cennet olsun.
Köprü yapılmaya başlanınca köprünün bacaklarına köprüye hayır protestoları yazıldı. Köprü yapıldı. Açılışına Süleyman Demirel çağrılmadı. Demirel parasız olmasını istedi. O zamanki iktidar paralı yaptı.
Şimdi bu köprüden gelen gelir. Bu iktidarın yaptığı köprüye verdiği garanti tutmadığı için. O gelen gelir bu köprüye verilen garantiye ödeniyor. Bu iktidar döneminde yapılanların hepsi yap işlet modeli ile yapıldığı için. Geçmediğimiz köprüye, geçmediğimiz tünele, kullanmadığınız yollara. Kullanmadığımız hava alanlarının parasını ödüyoruz.
Onun için hiç kimse yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır demesin. Yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır deme hakkı geçmiş iktidarlarındır. Biz gelmeden önce şu yoktu bu yoktu diyenler. Yapılanların hepsini sattı. Ülkenin milli serveti olan fabrikalar satıldı. Limanları dahi satıldı. Milli servetimiz diye bileceğimiz bir şeyimiz kalmadı. Yer altı servetlerimiz dahi gitti. Yalnız bir yerde yeraltı servetimiz kaldı.
Trakya bölgesindeki yer altı servetlerimiz var. İstanbul kanalı diye diretiyorlar. Burasını da yap işlet modeli ile yaptıracaklar. Yapacak şirkete bu kanalın geliri yeterli olmadığı için. Trakya bölgesinin yer altı servetleri bu kanalı yapanlara verilecek. Bu iktidar sayesinde hiçbir yeraltı servetimiz kalmadı.
Şimdilik bir yeraltı servetimiz olarak Trakya bölgesi kaldı. Bir de Bor kaldı. Yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır. Diyenlerin yapacak bir şeyleri kalmadı. Öyle bir politika uygulanıyor ki? Tarım alanlarımız imara açılıyor. Gerçi tarımda çalışan nüfusumuzda kalmadı. Bu ülkede tarımla uğraşan %’38 nüfus vardı.
Hani diyorlar ya dış güçler. O dış güçleri biz kendimiz yaratıyoruz. Ne imiş bize tarımda çalışan nüfusunuzun oranını %’15’şe düşürün demişler. İktidarda bu nüfusu %’5-6’lar düşürdü. Böylelikle tarımımızda bitti. Bir ülkenin tarımından ekonomisine katkı gelmezse o ülke kalkınamaz.
Kanada’ya mercimek ihraç eden ülke iken şimdi Kanada’dan mercimek ithal ediyoruz. Bu olacak bir olaya değildir. Amma ülkemizde oldu ve oluyor da. Artık elimizde işçi çalıştıracak fabrika kalmadı. Üreten işçi sınıfı yok artık. Üretmeye bir işçi sınıfı kaldı. Tütünü üreten, pancarı üreten, tarım ürünlerini üreten işçi gurubu yok oldu. İşin gerçeği şu eskiden kendi kendine yetebilen 7 ülkeden birisi iken. Dışarıya bağımlı hale geldik.
Ülkenin ekonomisi işte böyle bozuldu. Üreten değil üretenleri eline bakan ülke durumuna geldik. Mercimek dahi ihraç eden ülke Mercimek ihraç ettiği ülkeden şimdi mercimek ithal ediyor. Ülkeyi bu duruma getirenler iktidarlardır. Kim üzerine alınacaksa alsın. Hiç kimse bizim yanlış politikalarımız yüzünden ülke bu hale geldi diyemez.
Hala her şeyi günlük gülistanlık olarak gösterme gayreti içerisindeler. Kimse yoğurdunun ekşi olduğunu kabul etmediği gibi iktidarlarda yoğurdu ekşi olduğu halde. Yoğurdu ekşi duruma ben getirdim. Mayasını değiştireceğim deme cesaretini gösteremiyor. Saygılarımla.
Türküm, doğruyum, çalışkanım, ilkem; küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir. Ülküm; yükselmek ileri gitmektir. Ey büyük Atatürk! Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe, durmadan yürüyeceğime ant içerim. Varlığım Türk varlığına armağan olsun. NE MUTLU TÜRKİM DİYENE!
Mustafa KOÇAL 20 -05 -2023
