Yaralı Bir Martı’dan,Tulpar’a
Bugün pazar, Misakça’da en keyifli saatler benim için kahvaltıdan önce bir saat kadar yürüyüş pazar günleri biraz fazla da olabilir.
Yürüyüş rotam o kadar neşeli ki, köyün hemen sahilinde itibaren başlayan bugün gölünde binlerce kuşlar da bana arkadaşlık ediyor.
Flamingolar, kazlar, ördekler, martılar, karabataklar, turlik sormayın bir kuş senfonisi kulağımda kulaklık bir taraftan ve dünyada yaşanan olaylar insanın içini karartan sabah haberleri.
Hemen kanalı değiştiriyorum Orhan Veli’nin şiirleri de arada seslendirilen klasik şarkılarla yaşam enerjisi veren Ankara Çağdaş Sanat radyosuna geçiyorum.
Yürüyüş rotam Gönen Çayı MİSAKÇA deltası çayın denizle buluştuğu yer. Yaklaşık dört km, dört de dönüş tabi iyi bir rota yamaç yok yer yer kumlar bazen de otlar ve küçük su birikintileri.
Güzel bir müzik eşliğinde giderken birden o da ne bir martı ama beyaz değil gri martılardan, yerde çırpınıyor sanki yaralı gibi. Yaklaştım ağzında bir balıkçı oltası, küçük metal balığa bağlı çengel oltanın biri kafa derisine, diğeri de ayak perdesine girmiş, çırpınıyor, içim acıdı kurtarmalıyım.
Ben de kurtarma eğitimi almadım ama, gençlikte az buçuk avcılık da var ya. Önce ayağından oltayı çıkardım oh bayağı kurtardım. Kafa derisine giren oltayı daha özenli çıkarmam lazım, öyle girmiş ki lanet oltayı zar zor çıkardım.
Sabah sabah iyi ter attım. Şöyle bir baktım sol elimin içinde vücudu kaldırdım havaya salladım uçtu çok şükür. Havada bir tur attı özgürce uçtu gitti.
Durdum arkasından uzaklaşıncaya kadar arkasından keyifle baktım o hissettiğim mutluluğu tarif edemem.
İnsan hayatı da öyle değil mi?
Bizim de hayatımızda bazen en zor zamanlarımızda umudun tükenmeye başladığı anda “Hızır gibi yetiştin” denmez mi?
Bugünlerde yapılan Bandırma Kitap fuarında sevgili yazar Buket Uzuner’den duymuştum Tulpar’ı.
Bizim Orta Asya Türk mitolojisindeki uçan at figürü TULPAR aklıma geldi.
Bu atlar, hem hızlı hem de olağanüstü, sadece hızlı bir binek hayvanı değil, aynı zamanda sahibini tehlikelerden kurtaran, göğe yükselebilen kutsal bir varlıktır.
Bu tür mitolojik atlar, kahramanların manevi yolculuklarına da yardımcı olur.
Bu pazar o çaresiz kuşun Tulpar’ı bendim. O saat orada yürümek o kuşun kaderi miydi?
Şansı mıydı ? Bilmiyorum ama hayatınızda Hızır'ları da ,Tulpar’ların hep yanınızda olması dileğiyle.
22 Eylül 2024
Av. Namık HAVUTÇA
24&26.Dnm Balıkesir Milletvekili