Mustafa KOÇAL (BALIKESİR RÜZGARI)

Tarih: 05.01.2021 00:00

YENİ YILA BAŞLARKEN

Facebook Twitter Linked-in

Yeni yıla başlarken. Geride bıraktığımız senedeki olayları hatırlayalım. 2020 Ocak ayında Elâzığ depremi ile sarsıldık. Epey can kaybımız oldu. Kış mevsimi olduğundan vatandaşlarımız sıkıntı çektiler.

Daha önce yaşadığımız deprem olaylarından ders almamız gerekirken ders alınmadığı ortaya çıktı. 1999 Marmara depremimden sonra depremzedelerin ihtiyaçlarını karşılamak için. Özel tüketim vergisi (ÖTV) geçici olarak getirildi. Sonra bu vergi kalıcı hale getirildi.

Hattı zatında bu para ne amaçla alınışsa ancak oraya harcanması gerekir. Elâzığ da hazırlıksız yakalandık. Şubat ayında çığ olayı yaşandı. Çığ olayı nasıl meydana geliyor. Yüksek yerlerden karın aşağı doğru kayması ile çığ olayı oluşur. Karın kaymasının şiddetini yavaşlatacak olan ve önleyecek olan ağaçlardır.  Ağaçlar kesilirse çığ olayını önlemek mümkün olmaz.

Mart ayında korona virüs olayı ile karşılaştık. Ağustos ayında sel felaketi ile karşılaştık. Ekim ayında İzmir depremi ile karşılaştık. Bunların hepsi bir doğa olayıdır. Deprem olaylarında konuyu inceleyelim. Marmara depreminde Yalova ilendeki binaların yapımında kusurlu bulunan inşaat şirketine ceza verildi. Eksik ve kalitesizmalzeme kullanmaktan kusurlu bulundu. Bu olaydan ders alınması gerekirdi. Yapı denetimleri yapılmaya başlanmalı idi.

İnşaat işi inşaat mühendislerinin işi olmalıdır. Önüne gelen inşaatçılık yapıyor. Kuyumcudan, manavdan, emekliden müteahhit olmaz. İnşaat Mühendislik diplomasi olmayanlara müteahhitlik ruhsatı verilmemelidir.  İzmir depreminde bu olayları gördük. Ağustos ayında Giresun da sel faciası yaşadık. Bu felaket bina inşaatı yapılmaması gereken dere yatağına yapılmasından kaynaklanan bir felaketti.

İşin garip tarafı dere yatağından geçen yoldaki köprü çöktü askerlerimiz şehit oldu. Devlet dahi dere yatağına ayakları sağlam olan bir köprü yapamamış. Bu dere yatağına ev yapılmasına inşaat ruhsatı verenler bu işin sorumlusudur.  Kaçak yapılanma oldu ise ruhsat verilmemeli idi. Düz ovaya yapılan kaçak evler yıktırılıyor. Dere yatağına yapılanlarda yıktırıla bilinirdi. Yukarıda yazdım müteahhitlik İnşaat mühendislerinin iş olmalıdır.

Doğa bize tabi olmaz bizim doğaya tabi olmamız gerekir. Doğa bir gün mutlaka intikamını alır. Doğa ile oynanmaz. Bu Giresun sel faciasının tek sebebi doğayı önemsememektir. Ekim ayında İzmir depremi felaketi ile karşılaştık. Depremin merkezinden 60 km uzaklıkta olan İzmir deprem mahallindeki yıkılan binaların neden yıkıldığının sebeplerinin iyi araştırılması gerekir. Deprem insanı öldürmez bina öldürür sözünün doğruluğu bir defa daha tescillenmiştir.

Orada canlarını kaybedenler deprem mağduru değil. Bina mağduru olmuşlardır. Onların ölümüne binalar sebep olmuştur. Kötü malzeme ve kötü yapılanma sebep olmuştur. Onun için. İnşaat işini inşaat mühendislerinde başkasının yapmasına ruhsat verilmemelidir. Yapı denetimine mutlaka önem verilmelidir. Bir yere bina yapılmadan önce yer etüttü mutlaka yapılmalıdır. Duyduğuma göre bu İzmir de yıkılan binaların yeri bir gölün kuruduğu yer imiş.

Şayet bu binaların yapımı başlanma dan yer etüttü yapılsaydı bu facia ile karşılaşılmazdı. Mart ayında koruna virüs olayı ortaya çıktı. Tedbir almakta çok geç kalındı. Sınırlar hemen kapatılsaydı. Ülke genelinde olmasa dahi İstanbul 15 gün kapatılsaydı. Bu olayda bu kadar can kaybımız olmazdı. Çünkü virüs İstanbul dan yayıldı. Neden bu genel kapama olayını yapamıyorlar?

Bunu için bütçe gerekiyor. Para olamadığı için bu kapama olayını gerçekleştiremiyorlar. Şimdi bir aşı muamması yaşıyoruz. Aşı üreten ülke şimdi aşı bulamıyor. Saygılarımla.

Türkiye laiktir, laik kalacaktır. Ne mutlu Atatürkçüyüm diyenlere! Ne mutlu cumhuriyetçiyim diyenlere! Ne mutlu Türk milliyetçisiyim diyenlere! Ne mutlu varlığım Türk varlığına armağan olsun diyenlere! Ne mutlu demokratım diyenlere!

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE! 05-01-2021 Mustafa KOÇAL


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —