“Türkiye’de ekonominin sorumlusu benim ben” diye damar patlatırcasına bağırmışsın.”
Cumhuriyet’in tüm eserlerini 70 Milyar Dolara satmışsın.
79 senede yapılan dış borcu, 23 senede 512 Milyar Dolara çıkarmışsın.
Ceza Gelirleri ve Turizm Gelirlerini de eklerseniz yaklaşık 4 Trilyon Dolar,
Türk Milletinden vergi toplamışsın. Bunlarla yetinmemişsin, “Hazine Garantili” işlerle hem 1’e mal olan işi 10’a fatura edip Türk Milletini kazıkladığın gibi, önümüzdeki 25 yılımızın gelirlerini de kapmışsın.
2003 yılında 100 TL ile 11 kilo Kıyma alırken, 2025’de ancak 330 gram kıyma alacak hale getirip, fakir fukarayı, garip gureba’yı perişan etmişsin!
Tarımı bitirip, çiftçinin-köylünün- üretenin başını eğdirmişsin.
Hukuk Devletini, Laik Cumhuriyeti yaralamış, Anayasamızı paspas etmişsin.
Sınırımıza 1 adet TERÖRİSTAN, 1 adet de CİHATİSTAN kurmuşsun.
Bir gecede dövizi patlatarak insanları fakirleştirmişsin.
Bu arada ailenin ekonomisini, dünyanın en zenginleri arasına sokuvermişsin.
“Tüm bunların sorumlusu sensin, sen! Hesap vereceksin, hesap…”
İktidardaki Z Takımı ülkeyi bu hale getirirken, Türkiye’nin Z takımının muhalefet partileri ne yaptı, daha doğrusu ne yapmadılar?
2002’den bu yana ister tek başlarına, ister birleşerek girdikleri tüm seçimleri kaybettiler, hiç ders almadılar.
Fakat, kendi Genel Başkanlık koltuklarını korudular!
Yargının önce FETÖ’nun, sonra da AKP’nin eline geçmesini engellemediler.
Türk Ordusunun çökertilmesini sadece seyrettiler.
Türkiye’nin, iktidar tarafından soyulmasını engelleyemediler.
Atatürk’e ağır hakaret eden, bir İhvancı Diyanetçinin hakkından gelemediler.
Kendi milletvekillerini hapse atacak uygulamayı bile, kendileri yaptılar…
Allah taksiratını affetsin, eski muhalefet partilerinden Bahçeli, kendini-partisini-geçmişini-geleceğini satıp Saray’a taşındı. O şimdi Sarayda sekerat halinde !
Koskoca CHP’yi, tavan yüksekliği %25 olan bir alçak binaya hapsettiler. Partisi bir türlü ayağa kalkamıyor, emekliyor.
Siyaseti bilmiyor, stratejik düşünemiyor. Diploması kayıp AKP Genel Başkanının oyunlarının peşine takılmış, ters yöne giden trende, aksi istikamete doğru koşarak iktidar olacağını zannediyor. O da dostlarıyla beraber!
Tek başlarına seçime girme gücü ve cesareti olmayan diğer muhalefet partilerinin, ülkenin durumuna sağlıklı ve doğru bir çözüm üretmeleri mümkün değildir. Bunlar Türkiye’nin partisi olamaz.
Salı’dan salıya yapılan, ilkokul müsameresi gibi toplantılara bakınca gerçek değerleri çok net görülüyor…
Bir siyasi parti, öncelikle muhalefette başarılı olacak ki, iktidara talip olabilsin!
Muhalefet etmekte, çözüm üretmekte, ülkenin varlığını ve rejimini korumakta acze düşmüş bir partiden veya partilerden çözüm bekleyen, Ağustos ayında Antalya’da kartopu oynamayı beklesin daha iyi.
Dünyayı iyi bilen, dijital gelişmeleri takip eden ve kullanan, milli değerlere bağlı, çevreye ve kadına saygılı, ekseriyetinin ikinci bir dil bildiği gençlerimiz, niçin bunları tercih etsin ki? Elbette etmeyecekler.
Hep söyledik, yine tekrar edelim;
DOĞRU Parti bu gençlerimize, parti içi demokrasinin olduğu, eşit yarışma olanağının tanındığı, Genel Merkez etkisinin en az düzeyde olacağı, siyasetin paralı ve pahalı bir konumdan çıkarılacağı, liyakatin ve çalışkanlığın en önde olacağı bir siyasi yapıyı armağan edecektir.
Kimsenin kimseyi azarlamadığı, yönetenlerin kendilerini seçenleri soymadığı, kimsenin inancından ve etnik kökeninden dolayı ötekileştirilemeyeceği, yeniden hür dünyanın itibar edeceği, zengin ve huzurlu Türkiye’yi Atatürk’ün gençleri kuracaklar.
Hem de sevgiyle, kardeşçe ve el ele!
Sağlık ve başarı dileklerimle 10 Mart 2025
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Kurucu Genel Başkanı