Son yıllarda ülke olarak savunma sanayi konusunda yaptığımız çalışmaların, ortaya koyduğumuz silah ve sistemlerin dünya basınında çok fazlaca yer aldığını, dikkatleri üzerine çektiğini ve bu bağlamda çeşitli yorumlar yaptıklarını görüyoruz. Son 10 yılı hatırladığımızda özellikle İHALAR VE SİHA gibi dünyamıza yeni bir savaş anlayışı getiren sistemlerinin Türk Savunma sanayisi sayesinde ortaya konulması ile pratikte aldıkları başarılara baktığımızda çok ciddi bir teknolojik başarı içinde olduğumuzu hatırlıyoruz.
Bu gün 3000’ne yakın firmanın yer aldığı ve bu firmalarda çalışan 200 bini aşkın teknik personelin çok çeşitli alanlarda ortaya koydukları yazımlar, yapay zekâ çalışmaları, füzeler, roketler, çeşitli hava araçları, gemiler gibi aklımıza gelen ve ŞANLI ORDUMUZA güç veren yeni nesil teknolojik üretimlere baktığımızda ülke olarak çok büyük başarılara imza attığımızı söyleyebiliriz. Aslında bu değerlendirmeyi sadece bizler değil bu gün silah işi içinde yer alan hemen hemen dünyamızda yer alan tüm gelişmiş ülke silah sanayisi yorumcularının yaptıklarını iyi bildiğimizi düşünüyorum.
Geçtiğimiz yıl KAAN uçağının ortaya çıkıp uçmaya başlamasını değerlendirirken Silah ve Havacılık alanında 5-10 yıl gibi çok kısa süre içinde alınan mesafeye bakarak acaba demişim, bu işler yani silaha dönük çalışmalar artarak ve gelişerek devam ederse eğer önümüzdeki on yıllar içinde bu millet daha neler yapmaz gibi bir hatırlatmam da olmuştu benim.
Gerçekten de son yıllarda yapılan ve her fuar da, her tatbikatta, her deneme sonrası Yunanistan ve İsrail gibi devletlerden gelen yorumlara baktığımızda büyük bir tedirginliğin oluşmaya başladığını görüyoruz. Ve şimdi son olarak MSB’nın AR-GE Merkezi tarafından geliştirilen ve üretilen yeni nesil Uçak bombası GAZAP’ın gündeme geldiğini görüyoruz. ZDF ve SÜD. ZEİ. gibi Almanya’nın önde gelen basın kuruluşlarının son üretilen uçak bombası GAZAP a geniş yer ayırmalarının ülkem adına çok fazla sürpriz olmadığını söylemek istiyorum.
Tamam, bomba hakkında başarıyı teyit ediyorlar ama bu derece yüksek yıkım gücüne sahip silahların NATO tarafından nerede kullanılacağı ve kime satılacağı konularının sınırlandırılması isteniyor. Bence konunun bu tarafının dünya basının da ilk kez konuşulduğu düşünülürse eğer bundan sonra özellikle Batı basının da böylesi benzer çıkışların olabileceğini dikkatinize sunmak isterim.
Hatırlarsak eğer Cumhuriyetimizin ilk yıllarında Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk tarafından hayata geçirilen Uçak ve silah fabrikalarımızın 1940’lı yıllar içinde nasıl sessizce nasıl ortadan kaldırıldıklarının iyi bildiğimizi düşünüyorum. Ayrıca 1960 yıllarında Eskişehir’de yapılan devrim otomobillerinin sonradan neden yapımına devam edilmediği konusunun da önemli olduğunu, devam edebilseydik eğer bugün belki de birçok ülke gibi otomobil ihracatçısı ülkeler arasında olabilirdik diyorum.
Demem o ki yaptığımız başarılı işler sonrası Batıdan gelebilecek bu tarz ikazları ciddiye alarak BAĞIMSIZ BİR DEVLET olarak karşılıklarını vermemiz gerektiğini düşünüyorum. Yani meydanları boş bırakmadan hukukun içinde kalarak gereken karşılıkları vermeliyiz diyorum.
17 Ağustos 2025 Erhan Göçmen