Demokratik bir ülkenin Anayasasına, gücünü Anayasadan alan Yargının en üst kurumu olan Anayasa Mahkemesine, dünyanın hiçbir ülkesinde bizdeki gibi hakaret edildiği görülmemiştir.
CB Erdoğan; “Ben AYM Kararlarını tanımıyorum ve saygı duymuyorum”
Dewlet Bahçeli; “AYM derhal kapatılmalıdır.”
Yargıtay 3. Ceza Dairesi; “AYM’nin İHLAL kararına uymuyoruz, dedi ve kararı veren AYM Üyeleri için suç duyurusunda bulundu!”
Ayrıca mevcut CB Hükümet Sisteminde, Bakanların, İdarenin özellikle Laiklik İlkesine aykırı davranışları o kadar çok ki?
Görevi, Siyasi Partilerin faaliyetlerinin Anayasaya uygunluğunu takip etmek olan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının bizatihi kendisi, AYM kararlarına uymuyor ve bunu deklare ediyorsa, YÜRÜLÜKTEKİ ANAYASAYI KİM KORUYACAK?
Yürürlükteki 1982 Anayasası %8,63 Hayır oyuna karşı %91,37 Evet oyu ile Türk Milleti tarafından kabul edilmiştir.
Bu Anayasa, BAŞLANGIÇ kısmında ölümsüz önder Atatürk’ün belirlediği Milliyetçilik anlayışı ve onun devrim ve ilkeleri doğrultusunda, Millet iradesinin mutlak üstünlüğü, egemenliğin kayıtsız şartsız Türk Milletine ait olduğu ve bunu millet adına kullanmaya yetkili kılınan hiçbir kişi ve kuruluşun, bu Anayasada gösterilen hürriyetçi demokrasi ve bunun icaplarıyla belirlenmiş hukuk düzeni dışına çıkamayacağına inanmış, demokrasiye aşık Türk Gençliğinin vatan ve millet sevgisine emanet edilmiştir, der!
Anayasa Md 6; “Egemenlik kayıtsız şartsız Milletindir. Türk Milleti egemenliğini, Anayasanın koyduğu esaslara göre, yetkili organlar eliyle kullanır. Egemenliğin kullanılması, hiçbir surette hiçbir kişiye, zümreye veya organa bırakılamaz. Hiçbir kimse veya organ, kaynağını Anayasadan almayan bir devlet yetkisi kullanamaz.
Demek ki, Anayasa yapıcıları, Anayasanın korunması ve sahipsiz bırakılmamasını öncelikle Türk Gençliğine bırakmış!
Bu konuda yaptığım araştırma ve danıştığım Anayasa Hukuku Hocaları da bana net bir şey söyleyemediler. Söylemeleri de pek mümkün olmayacak galiba! Bilebildiğim kadarıyla, Anayasalar sadece genel kuralları koyar.
Yani, Anayasalar, Yemek Tarifi yapan kitaplar gibi değildir.
Örnek; “Cumhurbaşkanı yayınladığı KHK’ları aynı gün TBMM’ye gönderir. TBMM 30 gün içinde karara bağlamalıdır” diyen bir madde var.
Soru şu; “Cumhurbaşkanı, KHK’yı TBMM’ye süresi içinde göndermezse ne olur?” İşte bu sorunun yanıtı Anayasa’da yoktur. Olamaz da!
Çünkü, demokrasiyi, demokratik terbiyeyi hazmetmiş bir Cumhurbaşkanının Anayasaya uymayabileceğini, Anayasayı ihlal edebileceğini kimse düşünemez. Hele sokak kabadayıları gibi, AYM Yargıçlarına hakaret edebileceğini, asla düşünemez.
5 Ağustos 2025 Salı günü TBMM’de bir Komisyon çalışmalarına başlayacak.
Bu Komisyon’daki üyelerden, çok sayıdaki Milletvekili ve Siyasi Partiler defalarca Anayasa İhlal suçu işlemiş kişiler ve partilerdir. Komisyonda en çok üyeye sahip AKP’nin “Laiklik İlkesine aykırı davranışların odağı” olduğu AYM tarafından karara bağlanmış SABIKALI bir partidir.
Bu Komisyonda konuşulacak her konu Türk Milletini ve Anayasayı ilgilendirir.
Bu yüzden AKP, toplantıların basına kapalı yapılmasını istiyor!
Kendi Milletinden, TBMM’deki komisyonda konuşulacakları saklamak isteyen, nasıl bir Anayasa değişikliği yapacağını mertçe Milletine anlatmayan siyaset fahişelerinden Türk Milletine hayır gelmez…
Yazıyı, AYM Kuruluş Kanununun 6216-9 maddesindeki YEMİNİ aktararak bağlamak istiyorum. Sizce bu yemini eden bir Yüksek Yargıç, Anayasayı korumak zorunda mıdır?
“Türkiye Cumhuriyeti Anayasasını ve temel hak, özgürlükleri koruyacağıma görevimi DOĞRULUK, dürüstlük, tarafsızlık ve hakka saygı duygusu içinde, her türlü etki ve kaygıdan uzak olarak Anayasanın dayandığı temel ilkelere uygun hukuk anlayışı içinde, sadece vicdanımın emrine uyarak yerine getireceğime BÜYÜK TÜRK MİLLETİ önünde NAMUSUM ve ŞEREFİM üzerine and içerim…”
AYM Yargıçları, Anayasayı koruyacaklardır, değil mi?
Sağlık ve başarı dileklerimle 03 Ağustos 2025
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Kurucu Genel Başkanı